9786057547613
551631
https://www.hesapli24.com/seyircisiz
Seyircisiz
8.27
Safiye Gölbaşı, ilk kitabı Serazat'la başarılı, sessiz bir giriş yapmıştı öykü dünyamıza. İyi
çalışılmış, usta işi öykülerdi hepsi de. Kurduğu kendine has öykü evreni, dildeki ustalığı,
kelime seçimi, yalın ve duru anlatımı, duygu yönelimine bağlı olarak bazen şiirle, bazen
masalla boy ölçüşen çağıltılı söyleyişiyle kendi yatağında akan yeni bir öykü ırmağının
ipuçlarını vermişti.
O günden bugüne öykü ırmağını daha bir derinleştiren Safiye Gölbaşı, şimdi yeni bir
kitapla selamladı okuyucusunu: Seyircisiz
Gölbaşı bu toprağa, bu toprağın özüne, ruhuna bağlı olarak kuruyor öykülerini.
Başkalarının öykülerine gönül indirmiyor. Güncel eğilimlerin ışıltısına, büyüsüne
kanmıyor. Kendinde, toprağında kalarak kuruyor, genişletiyor öykü evrenini. Öğrenilmiş,
yapma duygulanımların, bunalımların değil sahih yaralanmaların, gerçek incinmelerin
peşinden gidiyor.
Öykülerde bazen bir anne, bazen bir çocuk, bazen bir sevgili biçiminde var oluyor ama
içinde hep merhamet, hep şefkat, hep vicdan...
Belki bir yakarış, bir ağıt: İhmal edilmişlere, sevgisiz ve yalnız kalmışlara, zulme
uğramışlara, memleket kokusuna hasret mülteci annelere ve onların bir başka iklimde
yeşermeye çalışan eksik bırakılmış çocuklarına, öğretmenine içli mektuplar yazan küçük
kızlara, köklerini arayan sürgünlere...
Bir Tuba ağacı gibi yersiz yurtsuz ve tepetaklak duranlara...
Çünkü o zarar verecek kadar yakın değil bana. Çünkü talan etmek için dahi olsa
ilgilenmiyor ruhumla... Şimdi biri olsa, biri beni her gün bekliyor olsa, bana âşık olsa,
üzülecek olsa...
Safiye Gölbaşı, ilk kitabı Serazat'la başarılı, sessiz bir giriş yapmıştı öykü dünyamıza. İyi
çalışılmış, usta işi öykülerdi hepsi de. Kurduğu kendine has öykü evreni, dildeki ustalığı,
kelime seçimi, yalın ve duru anlatımı, duygu yönelimine bağlı olarak bazen şiirle, bazen
masalla boy ölçüşen çağıltılı söyleyişiyle kendi yatağında akan yeni bir öykü ırmağının
ipuçlarını vermişti.
O günden bugüne öykü ırmağını daha bir derinleştiren Safiye Gölbaşı, şimdi yeni bir
kitapla selamladı okuyucusunu: Seyircisiz
Gölbaşı bu toprağa, bu toprağın özüne, ruhuna bağlı olarak kuruyor öykülerini.
Başkalarının öykülerine gönül indirmiyor. Güncel eğilimlerin ışıltısına, büyüsüne
kanmıyor. Kendinde, toprağında kalarak kuruyor, genişletiyor öykü evrenini. Öğrenilmiş,
yapma duygulanımların, bunalımların değil sahih yaralanmaların, gerçek incinmelerin
peşinden gidiyor.
Öykülerde bazen bir anne, bazen bir çocuk, bazen bir sevgili biçiminde var oluyor ama
içinde hep merhamet, hep şefkat, hep vicdan...
Belki bir yakarış, bir ağıt: İhmal edilmişlere, sevgisiz ve yalnız kalmışlara, zulme
uğramışlara, memleket kokusuna hasret mülteci annelere ve onların bir başka iklimde
yeşermeye çalışan eksik bırakılmış çocuklarına, öğretmenine içli mektuplar yazan küçük
kızlara, köklerini arayan sürgünlere...
Bir Tuba ağacı gibi yersiz yurtsuz ve tepetaklak duranlara...
Çünkü o zarar verecek kadar yakın değil bana. Çünkü talan etmek için dahi olsa
ilgilenmiyor ruhumla... Şimdi biri olsa, biri beni her gün bekliyor olsa, bana âşık olsa,
üzülecek olsa...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.