9786054088690
799347
https://www.hesapli24.com/seytan-koprusu-mechul-kahramanin-bulgaristandan-kacis-oykusu
Şeytan Köprüsü ;Meçhul Kahramanın Bulgaristan'dan Kaçış Öyküsü
9.28
Bu kitap, gerçek olayların ve küçük halk olan Slav-Bulgarlar'ın yönetiminde yaşayan Türkler'in yaşam
mücadelesindeki sır perdesini aralamak amacı ile kaleme alınmıştır. Balkanlar'da Türkler ve
Müslümanlar devamlı kriz modunda yaşamışlardır, Bunun arkasında Slav-Bulgaristan'ın herşeyi elde
etme hedefi yatmaktaydı. Osmanlı arşivlerinde bulunan oldukça iyi gözlemlenerek kayıt altına alınmış
belgeler, Balkan Yarımadasındaki gerçek sorunları tarif etmektedir. Arşiv belgeleri insanlık tarihinin
temelini teşkil eder. Buna göre arşiv belgeleri bilgi hazinesidir. Gerçek dışı bilgiler etrafa hızlıca yayılır,
zira insan yalan haberlere daha fazla ilgi gösterir, Yalan haberler insanların fazlaca dikkatini ve ilgisini
çeker, Bu sebebten dolayı böyle haberler sansasyon yaratır. Belgeler ise gerçekleri yansıtarak
yazılılanlarda sözlerini ne esirger ne de unutur. Birçok tanınmayan kahramanların hikâyeleri ya
unutulmuş ya da şuurlardan kaybolmuştur. Bu tür hikayeler tarihi olayları sadece görülebilir değil, aynı
zamanda elle tutulabilir de yapmaktadırlar, tıpkı Murad, Fehim, kanatlı Ali ve diğerleri gibi, Hikâyeleri
1001 gece masalından alınmış değildir. Onların akıbetleri, okuyucuların ufkunu açarak Rumeliler'in
talihsizlikleri ile nasıl baş ettikleri bu kitapta gözler önüne serilecektir. Gerçekten hepsi olağanüstücesaret göstererek, cesur olduklarını ve tıpkı Alp-Er ve Alp-Erenler gibi emin adımlarla ilerlediklerini
göstermişlerdir. Küçük halklar dünyanın zenginliklerini elde edip zimmetlerine geçirebileceklerine
kendileri de inanmıştı. Bugün küçük halklar Avrupa'nın fakirler yurdudur. Oysa Slav-Bulgaristan'da
bugün hâlâ Osmanlı'dan kalma gül yetiştiriciliği mesleği mevcuttur. Buna göre Slav-Bulgaristan
Osmanlı'dan kalma mirasla yaşam mücadelesi vermektedir.
Dedemin ve anneannemin soyundan gelen torunu olarak Slav- Bulgaristan Hükümeti bana ikisinden
kalma servetlerini vermeye mükelleftir. Bu sebebten dolayı Eğridere'de kalan evini, çiftliğini, varı yoğu,
malı ve mülkünü, tütün tarlalarını, bağ bahçelerini, hayvanları ve anneannemin çeyizini almaya hakkım
vardır. Üstelikte Slav-Bulgar askerleri tarafından alınan 30 Osmanlı Reşat altınının da mirasçılara
verilmesini istiyorum. Slav-Bulgar Hükümetininden biz mirasçılar olarak bana, kardeşime ve
yeğenlerime geriye bırakılan malları ve anneannemin miraslarını talep ediyorum. Üstelikte imam Ali'nin
akıbetinin ne olduğunu bildirmesini istiyorum. Gerçi geri geleceğini sanmıyorum, lâkin kemiklerinin
verilmesini istiyorum. Tabii domuzlara yem olarak verilmediyse.
Bu kitap, gerçek olayların ve küçük halk olan Slav-Bulgarlar'ın yönetiminde yaşayan Türkler'in yaşam
mücadelesindeki sır perdesini aralamak amacı ile kaleme alınmıştır. Balkanlar'da Türkler ve
Müslümanlar devamlı kriz modunda yaşamışlardır, Bunun arkasında Slav-Bulgaristan'ın herşeyi elde
etme hedefi yatmaktaydı. Osmanlı arşivlerinde bulunan oldukça iyi gözlemlenerek kayıt altına alınmış
belgeler, Balkan Yarımadasındaki gerçek sorunları tarif etmektedir. Arşiv belgeleri insanlık tarihinin
temelini teşkil eder. Buna göre arşiv belgeleri bilgi hazinesidir. Gerçek dışı bilgiler etrafa hızlıca yayılır,
zira insan yalan haberlere daha fazla ilgi gösterir, Yalan haberler insanların fazlaca dikkatini ve ilgisini
çeker, Bu sebebten dolayı böyle haberler sansasyon yaratır. Belgeler ise gerçekleri yansıtarak
yazılılanlarda sözlerini ne esirger ne de unutur. Birçok tanınmayan kahramanların hikâyeleri ya
unutulmuş ya da şuurlardan kaybolmuştur. Bu tür hikayeler tarihi olayları sadece görülebilir değil, aynı
zamanda elle tutulabilir de yapmaktadırlar, tıpkı Murad, Fehim, kanatlı Ali ve diğerleri gibi, Hikâyeleri
1001 gece masalından alınmış değildir. Onların akıbetleri, okuyucuların ufkunu açarak Rumeliler'in
talihsizlikleri ile nasıl baş ettikleri bu kitapta gözler önüne serilecektir. Gerçekten hepsi olağanüstücesaret göstererek, cesur olduklarını ve tıpkı Alp-Er ve Alp-Erenler gibi emin adımlarla ilerlediklerini
göstermişlerdir. Küçük halklar dünyanın zenginliklerini elde edip zimmetlerine geçirebileceklerine
kendileri de inanmıştı. Bugün küçük halklar Avrupa'nın fakirler yurdudur. Oysa Slav-Bulgaristan'da
bugün hâlâ Osmanlı'dan kalma gül yetiştiriciliği mesleği mevcuttur. Buna göre Slav-Bulgaristan
Osmanlı'dan kalma mirasla yaşam mücadelesi vermektedir.
Dedemin ve anneannemin soyundan gelen torunu olarak Slav- Bulgaristan Hükümeti bana ikisinden
kalma servetlerini vermeye mükelleftir. Bu sebebten dolayı Eğridere'de kalan evini, çiftliğini, varı yoğu,
malı ve mülkünü, tütün tarlalarını, bağ bahçelerini, hayvanları ve anneannemin çeyizini almaya hakkım
vardır. Üstelikte Slav-Bulgar askerleri tarafından alınan 30 Osmanlı Reşat altınının da mirasçılara
verilmesini istiyorum. Slav-Bulgar Hükümetininden biz mirasçılar olarak bana, kardeşime ve
yeğenlerime geriye bırakılan malları ve anneannemin miraslarını talep ediyorum. Üstelikte imam Ali'nin
akıbetinin ne olduğunu bildirmesini istiyorum. Gerçi geri geleceğini sanmıyorum, lâkin kemiklerinin
verilmesini istiyorum. Tabii domuzlara yem olarak verilmediyse.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.