Şiirli Dağ

Stok Kodu:
9786053755999
Boyut:
140-210-0
Sayfa Sayısı:
344
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-10-13
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
13,15
9786053755999
465630
Şiirli Dağ
Şiirli Dağ
13.15
Okurların Melekler de Ölür, Sadakat gibi romanlarıyla tanıdığı İlhami Sidar, bu defa bizi İttihat ve Terakki dönemine ve yine karmaşık, zengin bir coğrafyaya götürüyor. Her biri ayrı bir derinliğe sahip yan öykülerle ve mitolojik göndermelerle dolu olan Şiirli Dağ, tarihin acımasızlığı önünde bir ferdin, Dara'nın kaderini, sanatsal bir düzyazıya dönüştürüyor: Dara zamanla bütün bu olan bitenin kendi kaderinin bir parçası olduğuna kanaat getirmiş, yaradılışındaki her türlü sıradışılığın da aynı kaderin bir parçası olduğu, o güne kadar karşılaştığı bütün acayipliklerin; kırkını doldurmadan süt annesinin memelerini sündürmeye başlamasının, ağzının kenarına ilişen akreplerin kuyruklarını titretmelerinin, bir hamayıl gibi boynuna doladığı yılanların dillerinin boğazlarına kaçmasının, ayaklarının dibine ateş halesi biçiminde düşen şimşeklerin zıpkın gibi geri tepmesinin, göç halindeki kuş sürülerinin bir anda asimetrik dizilişlerini bozup bir çizgi halinde önünde tören geçidine durmasının, kurumuş ağaçta gül bitmesinin, mezar taşının canlanıp yürümesinin, gözleriyle tanık olduğu vuzuh bulmamış daha nice acayipliklerin hepsinin, mahkûmu olduğu kaderin bir parçası olduğu inancı iyiden iyiye köklenmeye başlamış.
Okurların Melekler de Ölür, Sadakat gibi romanlarıyla tanıdığı İlhami Sidar, bu defa bizi İttihat ve Terakki dönemine ve yine karmaşık, zengin bir coğrafyaya götürüyor. Her biri ayrı bir derinliğe sahip yan öykülerle ve mitolojik göndermelerle dolu olan Şiirli Dağ, tarihin acımasızlığı önünde bir ferdin, Dara'nın kaderini, sanatsal bir düzyazıya dönüştürüyor: Dara zamanla bütün bu olan bitenin kendi kaderinin bir parçası olduğuna kanaat getirmiş, yaradılışındaki her türlü sıradışılığın da aynı kaderin bir parçası olduğu, o güne kadar karşılaştığı bütün acayipliklerin; kırkını doldurmadan süt annesinin memelerini sündürmeye başlamasının, ağzının kenarına ilişen akreplerin kuyruklarını titretmelerinin, bir hamayıl gibi boynuna doladığı yılanların dillerinin boğazlarına kaçmasının, ayaklarının dibine ateş halesi biçiminde düşen şimşeklerin zıpkın gibi geri tepmesinin, göç halindeki kuş sürülerinin bir anda asimetrik dizilişlerini bozup bir çizgi halinde önünde tören geçidine durmasının, kurumuş ağaçta gül bitmesinin, mezar taşının canlanıp yürümesinin, gözleriyle tanık olduğu vuzuh bulmamış daha nice acayipliklerin hepsinin, mahkûmu olduğu kaderin bir parçası olduğu inancı iyiden iyiye köklenmeye başlamış.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat