9786258177725
759721
https://www.hesapli24.com/sivil-toplum-ve-yerel-yonetim-ustune
Sivil Toplum Ve Yerel Yönetim Üstüne
13.00
Demokratik yerel yönetim; “yerel topluluk üyelerinin (belde halkının) ortak ihtiyaçlarını karşılamak, ekonomik, sosyal ve kültürel
zenginliğine ve refahına ilişkin yerel hizmetleri görmek üzere kurulan; bu hizmetleri, genel yetki ile, kendi sorumluluğu altında ve
yerel topluluğunu yararları doğrultusunda yerine getiren; hiçbir
ayrımı gözetmeden insanı yerel demokrasinin temeli kabul eden;
işleyişinde açıklığı, şeffaflığı, insan haklarını, çoğulcu ve katılımcı
demokrasi ilkelerini yaşama geçiren; yetkilerin yerel topluluğa en
yakın yönetim birimince kullanıldığı, kamu tüzel kişiliğine sahip,
özerk ve demokratik bir yöntem”dir.
Yerel yönetim, hem “yereldir, hem de bir yönetimdir (iktidardır).”
Yerel yönetimin iki temel boyutu vardır:
• “Yerel hizmet birimi olma”, yerel hizmetlerin sağlayıcısı olma boyutu; burada yerel yönetimin, bir işletme, üretme ya da ürettirme
ve idare etme sistemi olması söz konusudur.
• “Demokratik, kendi kendini yönetme birimi olma” boyutu; burada
yerel yönetimin bir siyasal sistem olması söz konusudur.
Yerel yönetim halka en yakın yönetim biçimidir. Tarihsel olarak
merkezî yönetimden önce geldiği gibi, demokratik potansiyeli olarak diğer yönetim birimlerinden daha üstündür. Çünkü, bireyin
kendi kendime yönetimine gerçekten katılabileceği en uygun düzey olan, “yerel” düzeyin yönetimidir.
Yerel yönetim, günlük hayatın bugünü ve yarını için özel öneme
sahip birçok kararın alındığı, uygulamanın yapıldığı yerdir. Yerel
yönetim bu tür kararların alınmasına, uygulanmasında halkın etkinliğinin sağlanabileceği ve aynı zamanda, topluluğun yararı için,
bireylerin bilgi ve yeteneklerinin harekete geçirilebileceği en uygun konumda bulunan bir yönetimdir. Bu nedenlerle, yerel yönetim, demokrasinin uygulamadaki birincil yeri, temeli ve demokrasinin beşiği olarak görülmektedir.
Demokratik yerel yönetim anlayışı, yerel yönetimin kendi gücünü
ya da iktidarını, kendiliğinden bir amaç olarak değil fakat sivil toplum içindeki kuruluşlar, gruplar ve toplumsal hareketlerle paylaşılacak ve birlikte kullanılacak bir kaynak olarak görmesini zorunlu
kılıyor.
Demokratik yerel yönetim; “yerel topluluk üyelerinin (belde halkının) ortak ihtiyaçlarını karşılamak, ekonomik, sosyal ve kültürel
zenginliğine ve refahına ilişkin yerel hizmetleri görmek üzere kurulan; bu hizmetleri, genel yetki ile, kendi sorumluluğu altında ve
yerel topluluğunu yararları doğrultusunda yerine getiren; hiçbir
ayrımı gözetmeden insanı yerel demokrasinin temeli kabul eden;
işleyişinde açıklığı, şeffaflığı, insan haklarını, çoğulcu ve katılımcı
demokrasi ilkelerini yaşama geçiren; yetkilerin yerel topluluğa en
yakın yönetim birimince kullanıldığı, kamu tüzel kişiliğine sahip,
özerk ve demokratik bir yöntem”dir.
Yerel yönetim, hem “yereldir, hem de bir yönetimdir (iktidardır).”
Yerel yönetimin iki temel boyutu vardır:
• “Yerel hizmet birimi olma”, yerel hizmetlerin sağlayıcısı olma boyutu; burada yerel yönetimin, bir işletme, üretme ya da ürettirme
ve idare etme sistemi olması söz konusudur.
• “Demokratik, kendi kendini yönetme birimi olma” boyutu; burada
yerel yönetimin bir siyasal sistem olması söz konusudur.
Yerel yönetim halka en yakın yönetim biçimidir. Tarihsel olarak
merkezî yönetimden önce geldiği gibi, demokratik potansiyeli olarak diğer yönetim birimlerinden daha üstündür. Çünkü, bireyin
kendi kendime yönetimine gerçekten katılabileceği en uygun düzey olan, “yerel” düzeyin yönetimidir.
Yerel yönetim, günlük hayatın bugünü ve yarını için özel öneme
sahip birçok kararın alındığı, uygulamanın yapıldığı yerdir. Yerel
yönetim bu tür kararların alınmasına, uygulanmasında halkın etkinliğinin sağlanabileceği ve aynı zamanda, topluluğun yararı için,
bireylerin bilgi ve yeteneklerinin harekete geçirilebileceği en uygun konumda bulunan bir yönetimdir. Bu nedenlerle, yerel yönetim, demokrasinin uygulamadaki birincil yeri, temeli ve demokrasinin beşiği olarak görülmektedir.
Demokratik yerel yönetim anlayışı, yerel yönetimin kendi gücünü
ya da iktidarını, kendiliğinden bir amaç olarak değil fakat sivil toplum içindeki kuruluşlar, gruplar ve toplumsal hareketlerle paylaşılacak ve birlikte kullanılacak bir kaynak olarak görmesini zorunlu
kılıyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.