9786258205671
819483
https://www.hesapli24.com/siyasetin-usul-ve-esaslari-1
Siyasetin Usul ve Esasları
14.52
İslam yönetim anlayışının temelinin şura olduğunu ve birtakım
kavramların bunu şekillendirdiğini görmekteyiz. Kur'an'ın bir kısım
ayetleri siyaset bilim ve onun temel, siyaset ve devlet düzenini kavram
ve kurum olarak belirleyen ve çerçevesini bize veren anahtar
kavramlarına ilişkindir. Kur'an'ın yüzde biri olan altmış civarında ayet
siyasete taalluk etmektedir. Bunlar; Tevhid, itaat, hilafet, bey'at, şura,
emri bil maruf ve nehyi anil münker, velayet, emanet, adalet, ulül-
emir, mülk ve hükümdür. Kavramların açılımı yapıldığında, İslam'ın
siyaset teorisi ortaya çıkarılmış olur.
Hükümet etmek vaciptir, ancak nassların çizmiş olduğu genel ilkeler
çerçevesinde
Müslümanlar
siyaset
uygulamalarında
serbest
bırakılmıştır. Hz. Peygamber, ordu komutanı Büreyde'ye düşmanı
kuşattıktan sonra "Allah'ın hükmüne" gelin demesini yasaklamış ve
"sen, vereceğin karar ile Allah'ın hükmüne isabet edip etmediğini
bilemezsin, onun için de onları senin ve arkadaşlarının vereceği hükme
davet et," demiştir. Müçtehidin verdiği hükmün "Allah'ın hükmü"
şeklinde anılması yasaklamıştır. İçtihat sorgulama ve eleştirinin dışında
kalamaz. Dinin siyasette belirli bir metodu bulunmasa da Müslümanın
uyguladığı siyasetin İslam'ın temel ilkelerine ters düşmemesi gerekir.
Kâtip, Hz. Ömer'in huzurunda verilen bir kararı yazarken, "Bu Allah'ın
Ömer'e gösterdiği hükümdür," ifadesini kullanınca Ömer, "böyle deme,
bu Ömer'in görüşüdür de" diye uyarmıştır.
İslam yönetim anlayışının temelinin şura olduğunu ve birtakım
kavramların bunu şekillendirdiğini görmekteyiz. Kur'an'ın bir kısım
ayetleri siyaset bilim ve onun temel, siyaset ve devlet düzenini kavram
ve kurum olarak belirleyen ve çerçevesini bize veren anahtar
kavramlarına ilişkindir. Kur'an'ın yüzde biri olan altmış civarında ayet
siyasete taalluk etmektedir. Bunlar; Tevhid, itaat, hilafet, bey'at, şura,
emri bil maruf ve nehyi anil münker, velayet, emanet, adalet, ulül-
emir, mülk ve hükümdür. Kavramların açılımı yapıldığında, İslam'ın
siyaset teorisi ortaya çıkarılmış olur.
Hükümet etmek vaciptir, ancak nassların çizmiş olduğu genel ilkeler
çerçevesinde
Müslümanlar
siyaset
uygulamalarında
serbest
bırakılmıştır. Hz. Peygamber, ordu komutanı Büreyde'ye düşmanı
kuşattıktan sonra "Allah'ın hükmüne" gelin demesini yasaklamış ve
"sen, vereceğin karar ile Allah'ın hükmüne isabet edip etmediğini
bilemezsin, onun için de onları senin ve arkadaşlarının vereceği hükme
davet et," demiştir. Müçtehidin verdiği hükmün "Allah'ın hükmü"
şeklinde anılması yasaklamıştır. İçtihat sorgulama ve eleştirinin dışında
kalamaz. Dinin siyasette belirli bir metodu bulunmasa da Müslümanın
uyguladığı siyasetin İslam'ın temel ilkelerine ters düşmemesi gerekir.
Kâtip, Hz. Ömer'in huzurunda verilen bir kararı yazarken, "Bu Allah'ın
Ömer'e gösterdiği hükümdür," ifadesini kullanınca Ömer, "böyle deme,
bu Ömer'in görüşüdür de" diye uyarmıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.