9786053772873
389849
https://www.hesapli24.com/siyasi-partiler-kanunu-serhi-cilt-i
Siyasi Partiler Kanunu Şerhi Cilt I
9.36
Siyasi Partiler Kanunu, maddi anayasa hukukunun önemli bir norm alanını oluşturmaktadır. Bu normatif düzenleme alanı, halkın siyasi iradesinin oluşumu için kurucu bir anlam taşır. Aynı anlam, siyasi partilerin kendi iradeleri bakımından da geçerlidir. 1983 yılında yürürlüğe girmesinden itibaren -otuz yıla yakın bir süredir- Siyasi Partiler Kanunu üzerindeki tartışmalar sona ermemiştir. Çok sayıda değişikliğe ve Anayasa Mahkemesi kararına rağmen bu Kanunun, Türkiyenin demokratikleşmesi önündeki en büyük engellerden biri olduğu konusunda kamuoyunda genel bir kanı oluşmuştur. Buna bağlı olarak SPK, gerek hukuk bilimi gerekse siyaset dünyası tarafından sürekli yeniden keşfedilmektedir. Ancak bu süreç, çoğunlukla detaya ilişkin belirli sorunların ayrı ayrı tasnif edilmesiyle sınırlı kalmaktadır. Oysa ön planda olması gereken, partiler hukukunun sistematik bir bütün olarak tanıtılmasıdır. Partiler hukuku, siyasal düzenin biçimlendirilmesinde çok önemli bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda SPK, anayasal siyaset anlayışının kilit kavramı olarak ortaya çıkmaktadır. Siyasi hayat sürekli yeni hukuki sorunlar üretmektedir. En son mahkemelerce karara bağlanacak bu hukuki sorunların, SPKnın anlamına uygun bir biçimde bilimsel açıdan ele alınıp çözümlenmesi gerekir. Bu nedenle SPK, anayasal düzenlemelerin soyut ve teorik bir iz düşümü değil, anayasa hukuku uygulamasına dayalı somut gereksinimlerin bir ürünüdür. Partiler hukuku tarihsel açıdan görecelidir. Parti yapısı, siyaset bilimince tanımlanan dinamik etkenlere bağlıdır. Devlet ve toplum arasındaki farklılığı ve aralarındaki olası dönüşümü yansıtan bir işleve sahip olan SPKya ilişkin pozitif bir hukuk çalışmasında, konunun bu kendine özgü niteliği gözden kaçırılmamalıdır. Böylelikle bu alandaki hukuki bir düzenlemenin, siyasi partilerin karmaşık gerçekliğini tam olarak tüketemeyeceği gerçeği de unutulmamış olur. Öte yandan siyasi partilerin yapılanmasına ilişkin mevcut hukuki durum anlaşılmadan, karmaşık bu gerçekliğin tam olarak kavranması da mümkün olmayacaktır. SPKya ilişkin bu şerhle amaçlanan, siyasi partilerin SPK normları çerçevesinde sahip oldukları hukuki anlamın güçlenmesine katkıda bulunmaktır.
Siyasi Partiler Kanunu, maddi anayasa hukukunun önemli bir norm alanını oluşturmaktadır. Bu normatif düzenleme alanı, halkın siyasi iradesinin oluşumu için kurucu bir anlam taşır. Aynı anlam, siyasi partilerin kendi iradeleri bakımından da geçerlidir. 1983 yılında yürürlüğe girmesinden itibaren -otuz yıla yakın bir süredir- Siyasi Partiler Kanunu üzerindeki tartışmalar sona ermemiştir. Çok sayıda değişikliğe ve Anayasa Mahkemesi kararına rağmen bu Kanunun, Türkiyenin demokratikleşmesi önündeki en büyük engellerden biri olduğu konusunda kamuoyunda genel bir kanı oluşmuştur. Buna bağlı olarak SPK, gerek hukuk bilimi gerekse siyaset dünyası tarafından sürekli yeniden keşfedilmektedir. Ancak bu süreç, çoğunlukla detaya ilişkin belirli sorunların ayrı ayrı tasnif edilmesiyle sınırlı kalmaktadır. Oysa ön planda olması gereken, partiler hukukunun sistematik bir bütün olarak tanıtılmasıdır. Partiler hukuku, siyasal düzenin biçimlendirilmesinde çok önemli bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda SPK, anayasal siyaset anlayışının kilit kavramı olarak ortaya çıkmaktadır. Siyasi hayat sürekli yeni hukuki sorunlar üretmektedir. En son mahkemelerce karara bağlanacak bu hukuki sorunların, SPKnın anlamına uygun bir biçimde bilimsel açıdan ele alınıp çözümlenmesi gerekir. Bu nedenle SPK, anayasal düzenlemelerin soyut ve teorik bir iz düşümü değil, anayasa hukuku uygulamasına dayalı somut gereksinimlerin bir ürünüdür. Partiler hukuku tarihsel açıdan görecelidir. Parti yapısı, siyaset bilimince tanımlanan dinamik etkenlere bağlıdır. Devlet ve toplum arasındaki farklılığı ve aralarındaki olası dönüşümü yansıtan bir işleve sahip olan SPKya ilişkin pozitif bir hukuk çalışmasında, konunun bu kendine özgü niteliği gözden kaçırılmamalıdır. Böylelikle bu alandaki hukuki bir düzenlemenin, siyasi partilerin karmaşık gerçekliğini tam olarak tüketemeyeceği gerçeği de unutulmamış olur. Öte yandan siyasi partilerin yapılanmasına ilişkin mevcut hukuki durum anlaşılmadan, karmaşık bu gerçekliğin tam olarak kavranması da mümkün olmayacaktır. SPKya ilişkin bu şerhle amaçlanan, siyasi partilerin SPK normları çerçevesinde sahip oldukları hukuki anlamın güçlenmesine katkıda bulunmaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.