Sosyal Hizmet Ve " Ailecilik ";Sosyal Hizmet(ler)i Yeniden Düşünmek Konferansları Sosyal Hizmet(ler)i Yeniden Düşünmek Konferansları

Stok Kodu:
9786257653152
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
160
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-06-18
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
11,27
9786257653152
584252
Sosyal Hizmet Ve " Ailecilik ";Sosyal Hizmet(ler)i Yeniden Düşünmek Konferansları
Sosyal Hizmet Ve " Ailecilik ";Sosyal Hizmet(ler)i Yeniden Düşünmek Konferansları Sosyal Hizmet(ler)i Yeniden Düşünmek Konferansları
11.27

Her yıl ayrı bir sorun alanına odaklanan “Sosyal Hizmet(ler)i Yeniden Düşünmek” konferansları kapsamında 2019 yılında, sosyal hizmetlerin giderek daha yoğun biçimde piyasaya ve aileye devredilmesi eğilimlerini ele almaya çalıştık. Türkiye açısından bu bağlamda özellikle aile önemli bir konumda ve iktidardakilerin hiç dillerinden düşürmedikleri bir kavram. Türkiye'de sosyal politikalar öteden beri, sosyal hizmetlerin klasik tanımlı aileyi güçlendirmesine odaklanmıştır. Kadınların annelik rolünü vurgulaması, kadın emeğini yeniden üretimle sınırlamak istemesi ve kurumsal yapılar arasında özellikle aile kurumunu ön plana çıkartması nedeniyle “ailecilik” diye tanımlayabileceğimiz bu politika yaklaşımı, son 20 yılda giderek güçlenmiştir. Bu aileci yaklaşım, kurumsal bir sosyal hizmet yapılanması yerine sosyal hizmet sorumluluğunu aileye ve dolayısıyla kadınlara yükleyen bir nitelik taşımaktadır. Oysa sosyal hizmetlerin “ailevileştirilmesi” tüm toplum için çok önemli riskler taşımakta. Bu çalışmadaki farklı sorun alanlarına odaklanan metinlerde, hem sosyal hizmet sunucuları hem de yararlanıcıları açısından bu risklere ve sorunlara dikkat çekiliyor.

Her yıl ayrı bir sorun alanına odaklanan “Sosyal Hizmet(ler)i Yeniden Düşünmek” konferansları kapsamında 2019 yılında, sosyal hizmetlerin giderek daha yoğun biçimde piyasaya ve aileye devredilmesi eğilimlerini ele almaya çalıştık. Türkiye açısından bu bağlamda özellikle aile önemli bir konumda ve iktidardakilerin hiç dillerinden düşürmedikleri bir kavram. Türkiye'de sosyal politikalar öteden beri, sosyal hizmetlerin klasik tanımlı aileyi güçlendirmesine odaklanmıştır. Kadınların annelik rolünü vurgulaması, kadın emeğini yeniden üretimle sınırlamak istemesi ve kurumsal yapılar arasında özellikle aile kurumunu ön plana çıkartması nedeniyle “ailecilik” diye tanımlayabileceğimiz bu politika yaklaşımı, son 20 yılda giderek güçlenmiştir. Bu aileci yaklaşım, kurumsal bir sosyal hizmet yapılanması yerine sosyal hizmet sorumluluğunu aileye ve dolayısıyla kadınlara yükleyen bir nitelik taşımaktadır. Oysa sosyal hizmetlerin “ailevileştirilmesi” tüm toplum için çok önemli riskler taşımakta. Bu çalışmadaki farklı sorun alanlarına odaklanan metinlerde, hem sosyal hizmet sunucuları hem de yararlanıcıları açısından bu risklere ve sorunlara dikkat çekiliyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat