9786258267907
758405
https://www.hesapli24.com/sozde-ozne
Sözde Özne
8.08
“Kimse içindeki uçuruma atlamadan özgürleşemez… Yaşam insana gelmez! Eğer beklerseniz gelecek olan ölümdür ya da benim gibi beklemekten bıkıp siz ona gidersiniz. Anladım ki aslında insanların çoğu intihar eder, yalnızca bunun farkında değillerdir.”
“İnsanlar kitapları bitirmek için okuyorlar, bu hayatı ölmek için yaşamaktan farksız!”
“Her intihar cinayettir ama katil asla maktul değildir.”
SOL SÜTUN
Hiç beklenmedik bir anda, hiç beklenmedik şekilde intihara teşebbüs eden bir arkadaş. O arkadaştan gelen, içinde tuhaf olayların anlatıldığı notlar. Birbiriyle alakalı görünmeyen insanlar arasındaki rahatsız edici bağlar. Zor şeyler yapmaya muktedir ama anlamsız gayeler peşinde koşan bir örgüt…
İşte tüm bunların merkezinde bir anlam arıyordu Masum.
Kafası iyi çalışıyordu. Ailesinin onun için hayal bile edemeyeceği şeyler başarmıştı küçük dünyasında. Fakat hiçbir şey kilidi sökülüp atılmış bir anahtar gibi hissetmesine mani olamıyordu. Ne kadar gayret etse de babasının durmadan tekrarladığı o öğüde uyamıyordu “Şükret”. Şükredemiyordu Masum. Sürekli “Ben kimim?” diye soruyordu “Ben kimim ki varım?”. Sorusuna bir cevabı yoktu…
Cümlesine yabancı, cümlesine öfkeli bir kayboluştu. Yüklem değildi, sıfat değildi; bir bağlaç bile değildi içine düştüğü cümlede. Edilgen bir sözde özneydi sadece.
Bu onun arada kalmışlığın labirentindeki gizemli yolculuğu…
(Tanıtım Bülteninden)
“Kimse içindeki uçuruma atlamadan özgürleşemez… Yaşam insana gelmez! Eğer beklerseniz gelecek olan ölümdür ya da benim gibi beklemekten bıkıp siz ona gidersiniz. Anladım ki aslında insanların çoğu intihar eder, yalnızca bunun farkında değillerdir.”
“İnsanlar kitapları bitirmek için okuyorlar, bu hayatı ölmek için yaşamaktan farksız!”
“Her intihar cinayettir ama katil asla maktul değildir.”
SOL SÜTUN
Hiç beklenmedik bir anda, hiç beklenmedik şekilde intihara teşebbüs eden bir arkadaş. O arkadaştan gelen, içinde tuhaf olayların anlatıldığı notlar. Birbiriyle alakalı görünmeyen insanlar arasındaki rahatsız edici bağlar. Zor şeyler yapmaya muktedir ama anlamsız gayeler peşinde koşan bir örgüt…
İşte tüm bunların merkezinde bir anlam arıyordu Masum.
Kafası iyi çalışıyordu. Ailesinin onun için hayal bile edemeyeceği şeyler başarmıştı küçük dünyasında. Fakat hiçbir şey kilidi sökülüp atılmış bir anahtar gibi hissetmesine mani olamıyordu. Ne kadar gayret etse de babasının durmadan tekrarladığı o öğüde uyamıyordu “Şükret”. Şükredemiyordu Masum. Sürekli “Ben kimim?” diye soruyordu “Ben kimim ki varım?”. Sorusuna bir cevabı yoktu…
Cümlesine yabancı, cümlesine öfkeli bir kayboluştu. Yüklem değildi, sıfat değildi; bir bağlaç bile değildi içine düştüğü cümlede. Edilgen bir sözde özneydi sadece.
Bu onun arada kalmışlığın labirentindeki gizemli yolculuğu…
(Tanıtım Bülteninden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.