9786059474283
629183
https://www.hesapli24.com/surdurulebilir-kalkinma-ve-cevre
Sürdürülebilir Kalkınma ve Çevre
9.41
İktisadi faaliyetler insanoğlunun varlığından beri devam etmektedir. Avcılık ve toplayıcılık döneminde
insanlar çevre koşullarına tamamen bağımlı bir yaşam sürmüşlerdir. Aradan geçen yüzyıllar boyunca doğal
kaynaklar ve çevre ile iç içe bir yaşam süren inşalar çevreden elde ettikleri kaynakları üretim sürecinde kullanarak
ticareti geliştirmişlerdir. Sanayi devrimi ile birlikte doğal kaynak kullanımı yüksek boyutlara ulaşmış ve üretimin
en temel girdisi olarak kabul edilmiştir.
Teknolojik gelişmenin ön plana çıktığı 20. Yüzyıl ve sonrasında doğal kaynak kullanımı yanında doğayı
kirletme ve doğal kaynakları tüketme boyutu önem kazanmıştır. Büyüme ve kalkınama çabalarının belli bir
düzeye gelmesinden sonra iktisadi faaliyetlerin doğal kaynaklar ve çevre üzerindeki etkileri tartışılmaya başlamış
ve sürdürülebilir kalkınma konusu literatürdeki yerini almıştır. Önceleri ulusal olarak örgütlenen sivil toplum
kuruluşları giderek konunun uluslararası boyut kazanmasına paralel olarak dünya çapında örgütlenmeye
başlamışlardır. Hükümetler üzerinde kurulan baskılar sonuç vermeye başlayınca uluslararası anlaşmalar yapmanın
da yapmanın da önü açılmıştır. Birçok ülkede çevre ile ilgili kamu kurumları kurulmuştur.
Çevre bozulmaları ve çevre kirliliği ile ilgili ülkeler arasında işbirliği imkânları doğmakla birlikte bu
işbirliğine yanaşmayan ülkeler halen hem kendi kamuoylarından hem de uluslararası kamuoyundan çeşitli baskılar
görmektedirler. Genel olarak hem toplumlar hem de devletler doğanın korunması yönünde irade beyan etmekle
birlikte çevrenin korunmasına yönelik tedbirlerin maliyetleri de diğer bir tartışma konusu olarak gündemde yer
almaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkeler ile az gelişmiş ülkelerin çevrenin korunması ve doğal kaynakların
verimli olarak kullanılmasına yönelik kaynaklarının kıt olması çevre korumanın finansmanı sorununu da
beraberinde getirmektedir.
İktisadi faaliyetler insanoğlunun varlığından beri devam etmektedir. Avcılık ve toplayıcılık döneminde
insanlar çevre koşullarına tamamen bağımlı bir yaşam sürmüşlerdir. Aradan geçen yüzyıllar boyunca doğal
kaynaklar ve çevre ile iç içe bir yaşam süren inşalar çevreden elde ettikleri kaynakları üretim sürecinde kullanarak
ticareti geliştirmişlerdir. Sanayi devrimi ile birlikte doğal kaynak kullanımı yüksek boyutlara ulaşmış ve üretimin
en temel girdisi olarak kabul edilmiştir.
Teknolojik gelişmenin ön plana çıktığı 20. Yüzyıl ve sonrasında doğal kaynak kullanımı yanında doğayı
kirletme ve doğal kaynakları tüketme boyutu önem kazanmıştır. Büyüme ve kalkınama çabalarının belli bir
düzeye gelmesinden sonra iktisadi faaliyetlerin doğal kaynaklar ve çevre üzerindeki etkileri tartışılmaya başlamış
ve sürdürülebilir kalkınma konusu literatürdeki yerini almıştır. Önceleri ulusal olarak örgütlenen sivil toplum
kuruluşları giderek konunun uluslararası boyut kazanmasına paralel olarak dünya çapında örgütlenmeye
başlamışlardır. Hükümetler üzerinde kurulan baskılar sonuç vermeye başlayınca uluslararası anlaşmalar yapmanın
da yapmanın da önü açılmıştır. Birçok ülkede çevre ile ilgili kamu kurumları kurulmuştur.
Çevre bozulmaları ve çevre kirliliği ile ilgili ülkeler arasında işbirliği imkânları doğmakla birlikte bu
işbirliğine yanaşmayan ülkeler halen hem kendi kamuoylarından hem de uluslararası kamuoyundan çeşitli baskılar
görmektedirler. Genel olarak hem toplumlar hem de devletler doğanın korunması yönünde irade beyan etmekle
birlikte çevrenin korunmasına yönelik tedbirlerin maliyetleri de diğer bir tartışma konusu olarak gündemde yer
almaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkeler ile az gelişmiş ülkelerin çevrenin korunması ve doğal kaynakların
verimli olarak kullanılmasına yönelik kaynaklarının kıt olması çevre korumanın finansmanı sorununu da
beraberinde getirmektedir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.