Tahakküm ve Direniş Sanatları

Stok Kodu:
9789755391090
Boyut:
136-195-0
Sayfa Sayısı:
352
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2014-10-03
Çeviren:
Alev Türker
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
14,84
9789755391090
417489
Tahakküm ve Direniş Sanatları
Tahakküm ve Direniş Sanatları
14.84
Köle efendisinin, parya Brahman'ın, köylü toprak sahibinin, işçi patronunun karşısına çıplak yüüyle çıkmaz çoğunlukla. Ezen de ezdiğiyle yüleşmez doğrudan. Kişisel iktidar ilişkileinde, aslında hiçbir iktidar ilişkisinde "yüz" yoktur. Ancak karşı tarafın siz izemediğinden emin olduğunuz anlarda çıkardığınız maskeler vardır. Herkes rol yapar ve herkes herkesin rol yapmakta olduğunu bilir. Hakim olan güçlülük ve alicenaplk; tabi olan, rı gösterme ve itaatkarlık rolü oynar. J.C. Scott, Tahatkküm ve Direniş Sanatları'na, "Akıllı köyl, büyük efendinin karşısında yerlere kadar eğilir; ama sesszice osurur" diyen bir Etiyopya atasözüyle başlıyor. Scott, hakim olanlarla tabi olanların oynadıkları kamusal roller ile "sahne arkasında" takındıkları alaycı ve intikamcı eda arasındaki etkileşimi araştırıyor. Tabi grupların direnişlerini, kılık değiştirmiş biçimlerde, kamusal senaryoya sokmak için kullandıkları stratejileri inceliyor. Bu grupların görünüşteki sessizliklerini, içinde yaşadıkları tahakküm sistemini "doğal" karşılayıp onaylıyormuş gibi görünmelerini açıklamak için geliştirilen hegemonya ve "yanlış bilinç" kavramlarını kıyasıya eleştiriyor. Ona göre kamusal alanda oynanan bu oyun, zilenleri asıl gerçeği kavrayamamalarına yol açan "gerçekliğin çarpıtılmış bir biçimi" denebilecek bir görüntüden ibaret değildir. Neyin ne olduğunu gayet iyi görür ezilenler. Kamusal senaryodaki rol bölüşümü aslında örtük bir savaş cephesidir. Taraflar ani akınlarla karşı tarafın kararlılığını ve ondan neler elde edebileceklerini sınar ve belli mevziler kazanırlar hep. Dedikodu, söylendti, hırsızlık, şakalar, karnavallar, halk masalları ve şarıklar bu sınamanın aktığı kanallardır. Kimi kuramcıların sandığı gibi, bunlar güçlülerin kasten göz yumduğu, basınç azaltıcı "emniyet supapları" falan değildir. Gizli senaryo, pratik direnişin ikamesi değil; orunlu bir koşuldur. Scott buna "altpolitika" der. Bütün bu tezleri soyut bir teorik çerçeve içinde değil, dünya tarihinin vecğrayasının olağanüstü genişlikte bir bölümünden ve Gombrowicz, Sofokles, Orwell, Zola ve Balzac gibi edebiyatçılardan aldğı örneklerle anlatıyor Scott. Gerçek bir "ufuk turu." Tarih artık sadece kazananların yazdığı bir şey değil.
Köle efendisinin, parya Brahman'ın, köylü toprak sahibinin, işçi patronunun karşısına çıplak yüüyle çıkmaz çoğunlukla. Ezen de ezdiğiyle yüleşmez doğrudan. Kişisel iktidar ilişkileinde, aslında hiçbir iktidar ilişkisinde "yüz" yoktur. Ancak karşı tarafın siz izemediğinden emin olduğunuz anlarda çıkardığınız maskeler vardır. Herkes rol yapar ve herkes herkesin rol yapmakta olduğunu bilir. Hakim olan güçlülük ve alicenaplk; tabi olan, rı gösterme ve itaatkarlık rolü oynar. J.C. Scott, Tahatkküm ve Direniş Sanatları'na, "Akıllı köyl, büyük efendinin karşısında yerlere kadar eğilir; ama sesszice osurur" diyen bir Etiyopya atasözüyle başlıyor. Scott, hakim olanlarla tabi olanların oynadıkları kamusal roller ile "sahne arkasında" takındıkları alaycı ve intikamcı eda arasındaki etkileşimi araştırıyor. Tabi grupların direnişlerini, kılık değiştirmiş biçimlerde, kamusal senaryoya sokmak için kullandıkları stratejileri inceliyor. Bu grupların görünüşteki sessizliklerini, içinde yaşadıkları tahakküm sistemini "doğal" karşılayıp onaylıyormuş gibi görünmelerini açıklamak için geliştirilen hegemonya ve "yanlış bilinç" kavramlarını kıyasıya eleştiriyor. Ona göre kamusal alanda oynanan bu oyun, zilenleri asıl gerçeği kavrayamamalarına yol açan "gerçekliğin çarpıtılmış bir biçimi" denebilecek bir görüntüden ibaret değildir. Neyin ne olduğunu gayet iyi görür ezilenler. Kamusal senaryodaki rol bölüşümü aslında örtük bir savaş cephesidir. Taraflar ani akınlarla karşı tarafın kararlılığını ve ondan neler elde edebileceklerini sınar ve belli mevziler kazanırlar hep. Dedikodu, söylendti, hırsızlık, şakalar, karnavallar, halk masalları ve şarıklar bu sınamanın aktığı kanallardır. Kimi kuramcıların sandığı gibi, bunlar güçlülerin kasten göz yumduğu, basınç azaltıcı "emniyet supapları" falan değildir. Gizli senaryo, pratik direnişin ikamesi değil; orunlu bir koşuldur. Scott buna "altpolitika" der. Bütün bu tezleri soyut bir teorik çerçeve içinde değil, dünya tarihinin vecğrayasının olağanüstü genişlikte bir bölümünden ve Gombrowicz, Sofokles, Orwell, Zola ve Balzac gibi edebiyatçılardan aldğı örneklerle anlatıyor Scott. Gerçek bir "ufuk turu." Tarih artık sadece kazananların yazdığı bir şey değil.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat