Taksim

Stok Kodu:
9786256413023
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
216
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-06-03
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
Kategori:
10,03
9786256413023
802149
Taksim
Taksim
10.03
Şair şiirlerini benimle paylaştığında, zihnimde oluşan düşünceleri akabinde kendisiyle paylaşmıştım. ayrıca kendi sesinden okumalarını da dinlemiştim. sesin dinginliğinin sözlerin sağanağı ile oluşturduğu zıtlık dikkat çekiciydi. evet zıtlık… daha sonra bunların numaralanıp, kitaplaşma aşamasına geldiğini öğrendim. okuyucunun; yazarı anlamaktan ziyade, onun esin hallerinden olası özel deneyimleri için veri toplayacağına eminim. ilk okuduğumda metinlerin alegorisi olur mu, diye baktım; doğrusu içinden çıkamadım. sözler akıntısında, duracak dinlenecek yer yoktu. her ifade, birden çok şeye çoğalma eğiliminde; karanlıkta çoğalan ışık gibi, odaksız/ tüm çaplı seyir izlenimi veriyor. mısraların hepsi kişisel, tekil evren kurgusu amaçlı; çok boyutlu benzemez dünyalar tasarımına soyunmuş. kelimeler ardı sıra okundukça, ister istemez koşu yoluna giriyorsunuz. dinlenecek hiçbir yer yok; illa metin tamamlanacak… bilirsiniz, hızyolunda park yapılmıyor, çünkü çok riskli. sonra, anlamdan doğan duygular; özneden sıfatlar kadar sizi okuyuştan uzaklaştırıyor. sıfatlar, tutkunun gücüyle odağın çevresinde dönüyor. nesneler soyutun katmanlarında eterik oluyor. bence çabalamadan takdim 10 t\aksim tekrarlanmalı ki tadı alınsın. bu tür yazımlar, ‘abartı yanılsaması' olarak görülebilir. hemen karar vermeyin. aşıkları “bilirsiniz”; onlara hep böyle bakılır. çünkü onlar aşarken, aşındıkları görülmez. karşına 40 kapı çıktı diyelim; bu sana rabbinin armağanı olsun. -‘birini seç', derler. seçip girersin; memnun olursun. yine de daha iyisi var; ki bir müddet sonra önünde yeniden bir kırk kapı daha belirir. -yine “seç”, der biri. seçtikçe olasılıklar evreninde lezzet gözlemlerine tanık olursun. şairin “seçtiği” ilk kapı; koşturttuğun kelimelerle anlam çırağlarını yakarak; görmeye, göstermeye çalıştığı sevgiliydi, demek istiyorum; ta ki tanık olduğu emsalsiz an'lar israf olmasın. bir'in çokluğu evirilip, orada kaybolmadan ereceği an'da kırklıklar, “la,” ile silindiğinde; takdir ve takdis olacaktır. bu kitap, değindiğim özsel esinli cazibenin seyrini paylaşıyor. özer ataç, izmir, 16 mayıs ikibin23
Şair şiirlerini benimle paylaştığında, zihnimde oluşan düşünceleri akabinde kendisiyle paylaşmıştım. ayrıca kendi sesinden okumalarını da dinlemiştim. sesin dinginliğinin sözlerin sağanağı ile oluşturduğu zıtlık dikkat çekiciydi. evet zıtlık… daha sonra bunların numaralanıp, kitaplaşma aşamasına geldiğini öğrendim. okuyucunun; yazarı anlamaktan ziyade, onun esin hallerinden olası özel deneyimleri için veri toplayacağına eminim. ilk okuduğumda metinlerin alegorisi olur mu, diye baktım; doğrusu içinden çıkamadım. sözler akıntısında, duracak dinlenecek yer yoktu. her ifade, birden çok şeye çoğalma eğiliminde; karanlıkta çoğalan ışık gibi, odaksız/ tüm çaplı seyir izlenimi veriyor. mısraların hepsi kişisel, tekil evren kurgusu amaçlı; çok boyutlu benzemez dünyalar tasarımına soyunmuş. kelimeler ardı sıra okundukça, ister istemez koşu yoluna giriyorsunuz. dinlenecek hiçbir yer yok; illa metin tamamlanacak… bilirsiniz, hızyolunda park yapılmıyor, çünkü çok riskli. sonra, anlamdan doğan duygular; özneden sıfatlar kadar sizi okuyuştan uzaklaştırıyor. sıfatlar, tutkunun gücüyle odağın çevresinde dönüyor. nesneler soyutun katmanlarında eterik oluyor. bence çabalamadan takdim 10 t\aksim tekrarlanmalı ki tadı alınsın. bu tür yazımlar, ‘abartı yanılsaması' olarak görülebilir. hemen karar vermeyin. aşıkları “bilirsiniz”; onlara hep böyle bakılır. çünkü onlar aşarken, aşındıkları görülmez. karşına 40 kapı çıktı diyelim; bu sana rabbinin armağanı olsun. -‘birini seç', derler. seçip girersin; memnun olursun. yine de daha iyisi var; ki bir müddet sonra önünde yeniden bir kırk kapı daha belirir. -yine “seç”, der biri. seçtikçe olasılıklar evreninde lezzet gözlemlerine tanık olursun. şairin “seçtiği” ilk kapı; koşturttuğun kelimelerle anlam çırağlarını yakarak; görmeye, göstermeye çalıştığı sevgiliydi, demek istiyorum; ta ki tanık olduğu emsalsiz an'lar israf olmasın. bir'in çokluğu evirilip, orada kaybolmadan ereceği an'da kırklıklar, “la,” ile silindiğinde; takdir ve takdis olacaktır. bu kitap, değindiğim özsel esinli cazibenin seyrini paylaşıyor. özer ataç, izmir, 16 mayıs ikibin23
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat