9789750737039
500008
https://www.hesapli24.com/tasfiye
Tasfiye
9.38
Holocaust, henüz sona ermemiş bir durumdur, demişti Imre Kertész: Her yerde onu hissediyorum. Şu ana dek bir katharsis yaşanmadı.
Yazarın Türkiyedeki okurlarının da artık yakından bildiği üzere Holocaust, Kertészin peşini bırakmayan bir olgu. Tasfiyede de karşılaştığımız bu durum, Kertészin yukarıda alıntılanan sözlerini doğrudan onaylıyor ve soğuk bir gerçek olarak yüzümüze çarpıyor. Imre Kertészin Tasfiyesi, bu kez, Holocaustun kötücüllüğünden arınmanın mümkün olmadığı, dolayısıyla da henüz sona ermemiş bir durum olarak etkisini kuşaklar boyu devam ettiren yüzünü karşımıza çıkarıyor.
Tasfiye, daha önce Can Yayınları arasından yayınlanan Doğmayacak Çocuk İçin Duanın devamı niteliğini taşıyor ve yine anlatı içinde anlatı kuran yapısıyla karşımıza çıkıyor. 4 aylık hamileyken Auschwitz Toplama Kampına getirilen Yahudi bir annenin çocuğu olarak 1944te burada doğan ve geçimini Budapeştede yazarlık yaparak sağlayan Bé, 1990da aşırı dozda morfin almak suretiyle hayatına kendi elleriyle son verir. Bir yayınevinde editör olarak çalışan arkadaşı Keseru, Bénin evinde ona ait yayımlanmamış bir metin bulur. Keserunün bulduğu metin Tasfiye adını taşıyan bir tiyatro oyunudur. Ölen kişinin bir yazar olduğu göz önüne alındığında, garipsenecek bir durum değildir bu: Bütün yazarlar gibi, Bé de ardında bir yapıt bırakmıştır. Keseru metni okudukça, bu kez o kadar da olağan bir durumla karşı karşıya olmadığını anlar. Çünkü yazarının kurgusuna göre üç perdeli bir komedi olma özelliğini taşıyan Tasfiye, Bénin ölümünden sonra, aralarında Keserunün de bulunduğu ve birbirleriyle dolaylı yollardan ilişki içindeki arkadaş çevresinin yaşayacakları anlaşmazlıkları, krizleri ve kayıpları insanı hayrete düşüren bir uzgörürlükle dile getirmektedir. Gerçi 1990da başlayan hikâye dokuz yıl sonra, 1999da sona ermektedir ama Keseru yaşamaya devam etmektedir. Bu Keseru için büyük bir sorun teşkil eder ve böylece saplantılı bir şekilde Bénin ölmeden önce yazdığına emin olduğu bir roman taslağı aramaya başlar. Aslında aradığı, Holocaustun ağırlığı altında ezilerek kendini öldüren Bénin niçin hâlâ aralarında yaşamaya yazgılı olduğudur.
Imre Kertészin Tasfiyesi, Holocaustun kötücüllüğünden kurtulanların, taşıması zor bu ağır mirasın ezici yükünden kurtulamamalarını konu alan etkileyici bir roman.
Holocaust, henüz sona ermemiş bir durumdur, demişti Imre Kertész: Her yerde onu hissediyorum. Şu ana dek bir katharsis yaşanmadı.
Yazarın Türkiyedeki okurlarının da artık yakından bildiği üzere Holocaust, Kertészin peşini bırakmayan bir olgu. Tasfiyede de karşılaştığımız bu durum, Kertészin yukarıda alıntılanan sözlerini doğrudan onaylıyor ve soğuk bir gerçek olarak yüzümüze çarpıyor. Imre Kertészin Tasfiyesi, bu kez, Holocaustun kötücüllüğünden arınmanın mümkün olmadığı, dolayısıyla da henüz sona ermemiş bir durum olarak etkisini kuşaklar boyu devam ettiren yüzünü karşımıza çıkarıyor.
Tasfiye, daha önce Can Yayınları arasından yayınlanan Doğmayacak Çocuk İçin Duanın devamı niteliğini taşıyor ve yine anlatı içinde anlatı kuran yapısıyla karşımıza çıkıyor. 4 aylık hamileyken Auschwitz Toplama Kampına getirilen Yahudi bir annenin çocuğu olarak 1944te burada doğan ve geçimini Budapeştede yazarlık yaparak sağlayan Bé, 1990da aşırı dozda morfin almak suretiyle hayatına kendi elleriyle son verir. Bir yayınevinde editör olarak çalışan arkadaşı Keseru, Bénin evinde ona ait yayımlanmamış bir metin bulur. Keserunün bulduğu metin Tasfiye adını taşıyan bir tiyatro oyunudur. Ölen kişinin bir yazar olduğu göz önüne alındığında, garipsenecek bir durum değildir bu: Bütün yazarlar gibi, Bé de ardında bir yapıt bırakmıştır. Keseru metni okudukça, bu kez o kadar da olağan bir durumla karşı karşıya olmadığını anlar. Çünkü yazarının kurgusuna göre üç perdeli bir komedi olma özelliğini taşıyan Tasfiye, Bénin ölümünden sonra, aralarında Keserunün de bulunduğu ve birbirleriyle dolaylı yollardan ilişki içindeki arkadaş çevresinin yaşayacakları anlaşmazlıkları, krizleri ve kayıpları insanı hayrete düşüren bir uzgörürlükle dile getirmektedir. Gerçi 1990da başlayan hikâye dokuz yıl sonra, 1999da sona ermektedir ama Keseru yaşamaya devam etmektedir. Bu Keseru için büyük bir sorun teşkil eder ve böylece saplantılı bir şekilde Bénin ölmeden önce yazdığına emin olduğu bir roman taslağı aramaya başlar. Aslında aradığı, Holocaustun ağırlığı altında ezilerek kendini öldüren Bénin niçin hâlâ aralarında yaşamaya yazgılı olduğudur.
Imre Kertészin Tasfiyesi, Holocaustun kötücüllüğünden kurtulanların, taşıması zor bu ağır mirasın ezici yükünden kurtulamamalarını konu alan etkileyici bir roman.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.