9786052071632
509770
https://www.hesapli24.com/tevhid-vucudi-ve-suhudi
Tevhîd - Vücûdî ve Şuhûdî
13.91
Bu çalışma, gayet basit ve hâlis bir niyete bağlıdır; Mektûbât-ı Rabbânî'de ele alınmış "tevhîd" ve ilgili bahislerin yer aldığı birçok farklı mektûbu, 3 cild içinden süzüp ayıklayarak, müstakil bir eser bütünlüğü içinde derlemek...
Belki böylece, Ahmed Fârûkî Hazretlerinin "tevhîd" ve "vücûd" bahsi etrafında, gerek Muhyiddin İbnü'l-Arabî ve tâbi‘lerinin "vücûdun birliği" görüşüne karşı yönelttiği eleştirel ve tashih edici düşüncelerinin; gerekse "Zât ve Sıfatlar, Vücûd – Adem, A‘yân-ı Sâbite, Âlem-i Vehim, Zâhir – Bâtın, Rü'yet, Akıl – Cevher ve Araz" gibi meselelere dâir keşf ve müşâhedelerine bağlı görüşlerinin, daha yakından ve bütünlüklü tâkibi için bir okuma imkânı hâsıl olur.
Buna ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum; çünkü Ahmed Fârûkî Hazretleri hakkında günden güne yeni çalışmalar ortaya çıkmaya başlamışsa da, O'nun en temel eseri olan Mektûbât-ı Rabbânî okumaları hâlâ tutuk bir seviyede. Akademik çalışmaların genel yaklaşımı ise, müellif eserlerinden cümle alıntılayarak yapılan "vahdet-i vücûd ve vahdet-i şuhûd" karşılaştırmasıyla sınırlı.
Birçok farklı baskı nüshaları bulunmasına rağmen, Ahmed Farûkî Serhendî Hazretlerini doğru okumayı mümkün kılacak nitelikli bir tercümenin de hâl-i hazırda elde bulunmuyor olması, ayrı bir mesele. Dilimize yapılan aktarımların hemen tamamına yakını, Mektûbât'ın Arapça tercümesi üzerinden yapılmış olup, bu çalışmalar maalesef eserin metâfizik içeriğini anlamakta pek de yeterli gelmemektedir. Eserin aslî lisanı olan Farsçadan Türkî lisana yapılan ilk tercüme ve hemen bütün sadeleştirmelerin ana metni olan Müstakimzâde Süleyman Saadeddin'in "Tercüme-i Mektûbât-ı Rabbânî" isimli eseri ise, lügât olarak metne sadakati tam olmakla birlikte, Türkçe ifade bakımından biraz kapalı ve maalesef, basımından kaynaklanan bir zaaf içindedir. Cümleler arası atlama ve kopukluklar mevcûd olup, bu eksiklik, kendisi esas alınarak yapılan sadeleştirmelerde dahî tekrar etmiştir. Dolayısıyla bu tercümenin müellif nüshasının, Farsça aslî nüshayla karşılaştırılarak okunması gerekir. Nitekim bu çalışma, böyle bir usûl üzerinden İmam-ı Rabbânî'yi anlamaya yönelik yeni bir tercüme/okuma denemesidir.
Bu çalışma, gayet basit ve hâlis bir niyete bağlıdır; Mektûbât-ı Rabbânî'de ele alınmış "tevhîd" ve ilgili bahislerin yer aldığı birçok farklı mektûbu, 3 cild içinden süzüp ayıklayarak, müstakil bir eser bütünlüğü içinde derlemek...
Belki böylece, Ahmed Fârûkî Hazretlerinin "tevhîd" ve "vücûd" bahsi etrafında, gerek Muhyiddin İbnü'l-Arabî ve tâbi‘lerinin "vücûdun birliği" görüşüne karşı yönelttiği eleştirel ve tashih edici düşüncelerinin; gerekse "Zât ve Sıfatlar, Vücûd – Adem, A‘yân-ı Sâbite, Âlem-i Vehim, Zâhir – Bâtın, Rü'yet, Akıl – Cevher ve Araz" gibi meselelere dâir keşf ve müşâhedelerine bağlı görüşlerinin, daha yakından ve bütünlüklü tâkibi için bir okuma imkânı hâsıl olur.
Buna ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum; çünkü Ahmed Fârûkî Hazretleri hakkında günden güne yeni çalışmalar ortaya çıkmaya başlamışsa da, O'nun en temel eseri olan Mektûbât-ı Rabbânî okumaları hâlâ tutuk bir seviyede. Akademik çalışmaların genel yaklaşımı ise, müellif eserlerinden cümle alıntılayarak yapılan "vahdet-i vücûd ve vahdet-i şuhûd" karşılaştırmasıyla sınırlı.
Birçok farklı baskı nüshaları bulunmasına rağmen, Ahmed Farûkî Serhendî Hazretlerini doğru okumayı mümkün kılacak nitelikli bir tercümenin de hâl-i hazırda elde bulunmuyor olması, ayrı bir mesele. Dilimize yapılan aktarımların hemen tamamına yakını, Mektûbât'ın Arapça tercümesi üzerinden yapılmış olup, bu çalışmalar maalesef eserin metâfizik içeriğini anlamakta pek de yeterli gelmemektedir. Eserin aslî lisanı olan Farsçadan Türkî lisana yapılan ilk tercüme ve hemen bütün sadeleştirmelerin ana metni olan Müstakimzâde Süleyman Saadeddin'in "Tercüme-i Mektûbât-ı Rabbânî" isimli eseri ise, lügât olarak metne sadakati tam olmakla birlikte, Türkçe ifade bakımından biraz kapalı ve maalesef, basımından kaynaklanan bir zaaf içindedir. Cümleler arası atlama ve kopukluklar mevcûd olup, bu eksiklik, kendisi esas alınarak yapılan sadeleştirmelerde dahî tekrar etmiştir. Dolayısıyla bu tercümenin müellif nüshasının, Farsça aslî nüshayla karşılaştırılarak okunması gerekir. Nitekim bu çalışma, böyle bir usûl üzerinden İmam-ı Rabbânî'yi anlamaya yönelik yeni bir tercüme/okuma denemesidir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.