9786051466668
451127
https://www.hesapli24.com/ticari-defterlerin-delil-niteligi-1
Ticari Defterlerin Delil Niteliği
11.03
Geçmişte ve günümüzde tacirler, gerek ticari işletmelerinin mali ve iktisadi durumunu, gerekse diğer kişilerle olan ticari ilişkilerin tespiti ve borç-alacak hesabı için defter tutma ihtiyacı hissetmişlerdir. Bugünkü anlamda ticari defter kayıtları tarihte ilk kez XIV. Louis'in 1673 tarihli -Ordonnance de Commerce- isimli kanun kuvvetinde emirnamesi ile düzenlenmiştir. Bu düzenleme öncelikle kendisini izleyen 1807 tarihli Fransız Ticaret Kanunu'na geçmiş, oradan da bu kanunun bir tercümesi olan 1850 tarihi Kanunname-i Ticaret ile ülkemiz mevzuatına katılmıştır.
1807 tarihli Ticaret Kanunundan 1926 tarihli Ticaret Kanununa, oradan da 1957 tarihli 6762 Sayılı Ticaret Kanunumuza yerleşen ticari defterler 01. 07. 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenmiştir. 6102 Sayılı TTK'da diğer Ticaret Kanunları'ndan farklı olarak ticari defterlerin delil niteliğine ilişkin hükümlere modern kanunlarda benzer hükümlerin yer almadığı gerekçesi ile yer verilmemiştir. Bunun yerine ticari defterlerin delil niteliğine ilişkin hükümler 01. 10. 2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK m. 222'de tek bir maddede düzenlenmiştir. Bu durum doktrinde birçok tartışmayı beraberinde getirmiş, başta bu kanunların yürürlüğe girdiği tarihlerde hangisinin öncelikli olarak uygulanması gerektiği tartışılmıştır. Bunun yanı sıra ticari defterlerle ispata ilişkin hükümlerin TTK'da düzenlenmemiş olması ve HMK m. 222 hükmünün yeterince açıklık ihtiva etmemesi doktrinde tartışma konusu olmuştur.
Ticari defter tutulması yükümlülüğü, tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda tarafların iddialarının ispatı için kullanılan birçok delilin yanı sıra ticari defterlerin de delil olarak kullanılabilmesinin yolunu açmıştır. Ticari defter ve belgelerin tutulması tacir açısından hem hak hem de yükümlülük niteliğindedir. Ticari defterlerin delil niteliğini haiz olabilmesi için usulüne uygun ve eksiksiz tutulması gerekmektedir.
Bu çalışmanın amacı ülkemizde ticari defterlerle ispat usulünde 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile yapılan değişiklikleri tespit ederek, getirilen yeni düzenlemeyi başta yürürlük sorunu olmak üzere uygulamada ortaya çıkan diğer sorunlarla birlikte incelemektir.
Geçmişte ve günümüzde tacirler, gerek ticari işletmelerinin mali ve iktisadi durumunu, gerekse diğer kişilerle olan ticari ilişkilerin tespiti ve borç-alacak hesabı için defter tutma ihtiyacı hissetmişlerdir. Bugünkü anlamda ticari defter kayıtları tarihte ilk kez XIV. Louis'in 1673 tarihli -Ordonnance de Commerce- isimli kanun kuvvetinde emirnamesi ile düzenlenmiştir. Bu düzenleme öncelikle kendisini izleyen 1807 tarihli Fransız Ticaret Kanunu'na geçmiş, oradan da bu kanunun bir tercümesi olan 1850 tarihi Kanunname-i Ticaret ile ülkemiz mevzuatına katılmıştır.
1807 tarihli Ticaret Kanunundan 1926 tarihli Ticaret Kanununa, oradan da 1957 tarihli 6762 Sayılı Ticaret Kanunumuza yerleşen ticari defterler 01. 07. 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenmiştir. 6102 Sayılı TTK'da diğer Ticaret Kanunları'ndan farklı olarak ticari defterlerin delil niteliğine ilişkin hükümlere modern kanunlarda benzer hükümlerin yer almadığı gerekçesi ile yer verilmemiştir. Bunun yerine ticari defterlerin delil niteliğine ilişkin hükümler 01. 10. 2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK m. 222'de tek bir maddede düzenlenmiştir. Bu durum doktrinde birçok tartışmayı beraberinde getirmiş, başta bu kanunların yürürlüğe girdiği tarihlerde hangisinin öncelikli olarak uygulanması gerektiği tartışılmıştır. Bunun yanı sıra ticari defterlerle ispata ilişkin hükümlerin TTK'da düzenlenmemiş olması ve HMK m. 222 hükmünün yeterince açıklık ihtiva etmemesi doktrinde tartışma konusu olmuştur.
Ticari defter tutulması yükümlülüğü, tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda tarafların iddialarının ispatı için kullanılan birçok delilin yanı sıra ticari defterlerin de delil olarak kullanılabilmesinin yolunu açmıştır. Ticari defter ve belgelerin tutulması tacir açısından hem hak hem de yükümlülük niteliğindedir. Ticari defterlerin delil niteliğini haiz olabilmesi için usulüne uygun ve eksiksiz tutulması gerekmektedir.
Bu çalışmanın amacı ülkemizde ticari defterlerle ispat usulünde 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile yapılan değişiklikleri tespit ederek, getirilen yeni düzenlemeyi başta yürürlük sorunu olmak üzere uygulamada ortaya çıkan diğer sorunlarla birlikte incelemektir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.