Tortu

Stok Kodu:
9789750847288
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
104
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2021-03-15
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
9,32
9789750847288
557981
Tortu
Tortu
9.32
Selçuk Baran öyküleri yeniden okuruyla buluşuyor Tortu Selçuk Baran'ın yedi öykü kitabı daha önce Yapı Kredi Yayınları'ndan Ceviz Ağacına Kar Yağdı (2008) adıyla tek ciltte toplanmıştı. Bütün öyküleri şimdi gözden geçirilerek, yazar fotoğraflarının bulunduğu kapaklarla ayrı ayrı basılıyor. Selçuk Baran'ın öykü kitapları dizisinde yer alan Tortu (1984) beş öyküden oluşuyor: "Ablam", "Arif Hikmet Bey", "Konak", "Zekiye", "Tortu". Yalnızlık ve umutsuzluk dolu öykülerinde düşsel, şiirli bir hava yaratmakta başarı gösterdiği kabul edilen Selçuk Baran, Behçet Necatigil'den Vedat Günyol'a, Füsun Akatlı'dan Selim İleri'ye, Hulki Aktunç'tan İbrahim Yıldırım'a, İnci Aral'dan Behçet Çelik'e pek çok yazarın övgüyle üstünde durduğu, ancak günümüz okuru tarafından daha fazla keşfedilmeyi bekleyen bir yazar. "İşte böyle... Kırmızı gül bile yetişmeyen, kadınları oya işlemek istemeyen bir kasabada oturuyorduk. Bazı bahçelerde hemencecik geçen pembe güller olurdu. Güzel kokarlardı ama koparıp su dolu bir bardağa koymaya gelmezdi; hemen yapraklarını dökerlerdi."
Selçuk Baran öyküleri yeniden okuruyla buluşuyor Tortu Selçuk Baran'ın yedi öykü kitabı daha önce Yapı Kredi Yayınları'ndan Ceviz Ağacına Kar Yağdı (2008) adıyla tek ciltte toplanmıştı. Bütün öyküleri şimdi gözden geçirilerek, yazar fotoğraflarının bulunduğu kapaklarla ayrı ayrı basılıyor. Selçuk Baran'ın öykü kitapları dizisinde yer alan Tortu (1984) beş öyküden oluşuyor: "Ablam", "Arif Hikmet Bey", "Konak", "Zekiye", "Tortu". Yalnızlık ve umutsuzluk dolu öykülerinde düşsel, şiirli bir hava yaratmakta başarı gösterdiği kabul edilen Selçuk Baran, Behçet Necatigil'den Vedat Günyol'a, Füsun Akatlı'dan Selim İleri'ye, Hulki Aktunç'tan İbrahim Yıldırım'a, İnci Aral'dan Behçet Çelik'e pek çok yazarın övgüyle üstünde durduğu, ancak günümüz okuru tarafından daha fazla keşfedilmeyi bekleyen bir yazar. "İşte böyle... Kırmızı gül bile yetişmeyen, kadınları oya işlemek istemeyen bir kasabada oturuyorduk. Bazı bahçelerde hemencecik geçen pembe güller olurdu. Güzel kokarlardı ama koparıp su dolu bir bardağa koymaya gelmezdi; hemen yapraklarını dökerlerdi."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat