9786257603546
775609
https://www.hesapli24.com/turk-ticaret-kanunu-m-376-kapsaminda-sermaye-kaybi-ve-borca-batikligin-incelenmesi
Türk Ticaret Kanunu M.376 Kapsamında Sermaye Kaybı ve Borca Batıklığın İncelenmesi
11.62
Ticari hayatın bir parçası olan sermaye şirketlerinin temel amacı kar elde etmektir. Kar elde etme amacıyla ticari faaliyette bulunan bu şirketlerin yeri geldiğinde çeşitli sebeplerden ötürü mali açıdan zor durumda kalmaları ve iflasa kadar sürüklenmeleri mümkündür. Şirketlerin içerisinde bulunduğu bu zorlu mali durum sadece kendilerini değil; ortaklarını, yönetimlerini ve şirket ile bağlantısı olan üçüncü kişileri, özellikle de şirketin alacaklılarını etkilemektedir. Bilindiği üzere anonim şirket ortakları şirkete karşı sadece taahhüt ettikleri sermaye kadar sorumlu olacaklardır. Ortakların şirket alacaklılarına karşı bir sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir. Bu sebepten ötürü şirket alacaklıları açısından alacaklarını bir nevi teminat altına alan şirket sermayesinin korunması büyük bir önem arz etmekte ve onlara güvence sağlamaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nca benimsenen ve anonim şirketlere hakim olan ilkelerden birisi de malvarlığının korunması ilkesidir. Bu doğrultuda yapılan düzenlemelerden birisi olan ve şirket yönetim kuruluna da belirli sorumluluklar yükleyen 376 madde, şirket sermayesi ve kanuni yedek akçelerin toplamının yarısının karşılıksız kalması halinde, 2/3'ünün karşılıksız kalması halinde ve borca batıklık halinde nasıl önlemler alınması gerektiğini, bunların hukuki sonuçlarının ne olacağını açıklamıştır. Bunun yanı sıra 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 376'ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ ile bu kanun maddesinin uygulanmasına yönelik olarak daha detaylı açıklamalar ile uygulayıcıların işi kolaylaştırılmıştır. Bu eserde; sermaye şirketleri ile ilgili temel bazı bilgiler, bilançonun ne olduğu ile birlikte sermaye kavramı, TTK m.376 ile eTTK m.324 arasındaki benzerlikler ve farklılıklar, sermaye kaybı ve borca batıklık hesabı ve bu durumlardan kurtulma yolları, yönetim kurulunun yükümlülükleri genel hatları ile anlatılmıştır. Eserin son bölümünde ise bazı şirket örnekleri üzerinden TTK m.376'nın uygulanması ve maddi olmayan duran varlıkların borca batıklıktan kurtulmada nasıl bir alternatif yol olarak kullanılabileceği açıklanmıştır.
Ticari hayatın bir parçası olan sermaye şirketlerinin temel amacı kar elde etmektir. Kar elde etme amacıyla ticari faaliyette bulunan bu şirketlerin yeri geldiğinde çeşitli sebeplerden ötürü mali açıdan zor durumda kalmaları ve iflasa kadar sürüklenmeleri mümkündür. Şirketlerin içerisinde bulunduğu bu zorlu mali durum sadece kendilerini değil; ortaklarını, yönetimlerini ve şirket ile bağlantısı olan üçüncü kişileri, özellikle de şirketin alacaklılarını etkilemektedir. Bilindiği üzere anonim şirket ortakları şirkete karşı sadece taahhüt ettikleri sermaye kadar sorumlu olacaklardır. Ortakların şirket alacaklılarına karşı bir sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir. Bu sebepten ötürü şirket alacaklıları açısından alacaklarını bir nevi teminat altına alan şirket sermayesinin korunması büyük bir önem arz etmekte ve onlara güvence sağlamaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nca benimsenen ve anonim şirketlere hakim olan ilkelerden birisi de malvarlığının korunması ilkesidir. Bu doğrultuda yapılan düzenlemelerden birisi olan ve şirket yönetim kuruluna da belirli sorumluluklar yükleyen 376 madde, şirket sermayesi ve kanuni yedek akçelerin toplamının yarısının karşılıksız kalması halinde, 2/3'ünün karşılıksız kalması halinde ve borca batıklık halinde nasıl önlemler alınması gerektiğini, bunların hukuki sonuçlarının ne olacağını açıklamıştır. Bunun yanı sıra 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 376'ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ ile bu kanun maddesinin uygulanmasına yönelik olarak daha detaylı açıklamalar ile uygulayıcıların işi kolaylaştırılmıştır. Bu eserde; sermaye şirketleri ile ilgili temel bazı bilgiler, bilançonun ne olduğu ile birlikte sermaye kavramı, TTK m.376 ile eTTK m.324 arasındaki benzerlikler ve farklılıklar, sermaye kaybı ve borca batıklık hesabı ve bu durumlardan kurtulma yolları, yönetim kurulunun yükümlülükleri genel hatları ile anlatılmıştır. Eserin son bölümünde ise bazı şirket örnekleri üzerinden TTK m.376'nın uygulanması ve maddi olmayan duran varlıkların borca batıklıktan kurtulmada nasıl bir alternatif yol olarak kullanılabileceği açıklanmıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.