Türk Toplum Sözleşmesi Sosyal, Siyasal Ve Ekonomik Kültür 3. Cilt;Yaşayan Ama Yasalar: Yaralı Akıllar Ve Yamalı Ahlaklar Yaşayan Ama Yasalar: Yaralı Akıllar Ve Yamalı Ahlaklar
Bu çalışmayı şekillendiren ana unsur, öncelikle yaşadığımız sözlü kültürel ortamda Orhon Abidelerinden siyasetnamelere, atasözlerinden Nasreddin Hoca fıkralarının efkar-ı umumiyeyi şekillendirme gücüne kadar Türk kültür kodlarındaki güçlü etkisini yaşayarak görmüş olmamızdır. Türk toplum sözleşmesi sadece mükemmel bir hayat kurgusu tahayyülü içinde değil Türk halkının neredeyse bütün akli ve ahlaki zaaflarının da muhatabı hatta mağduru ve mazlumu olmuştur. Türk toplum sözleşmesi bir olgu olarak doğmuş, bir algı olarak yaşatılmış ve sonuçta yaşayan kültür evreninin asli sözleşme yasaları olarak tekrar bir olguya dönüştürülmüştür. Bu algı ve olgu diyalektiği içinde kendi algısına göre bir kültür olgusu ve kendi olgusuna göre bir kültür algısı yaratan herkes, yarattığı bu algı ve olgu durumuna göre sözleşme yasalarını yorumlamıştır: Tıpkı herkese görmek istediği şeyleri gösteren Faust'un aynası gibi.
Toplumun geleneksel olarak aktarıp sürdürdüğü yazılı, sözlü ve yaşayan değerler dünyası olan Orhon Abideleri, siyasetnameler, atasözleri, özdeyişler, deyimler, masallar, hikayeler, fıkralar ve yaşayan geleneksel/törel/örfi kültür yasalarıdır. Tüm kültür müktesebatı içinde binlerce yıllık tecrübi birikimin akıl ve ahlakının ürünü olan bu kaynaklar asırlardır yinelenerek yaşamını sürdüren Türk toplum sözleşmesi yasalarının en önemli ‘sosyal, siyasal ve ekonomik sermaye' kaynakları olarak günümüzde de işlev görmeye devam etmektedirler.
Bu çalışmayı şekillendiren ana unsur, öncelikle yaşadığımız sözlü kültürel ortamda Orhon Abidelerinden siyasetnamelere, atasözlerinden Nasreddin Hoca fıkralarının efkar-ı umumiyeyi şekillendirme gücüne kadar Türk kültür kodlarındaki güçlü etkisini yaşayarak görmüş olmamızdır. Türk toplum sözleşmesi sadece mükemmel bir hayat kurgusu tahayyülü içinde değil Türk halkının neredeyse bütün akli ve ahlaki zaaflarının da muhatabı hatta mağduru ve mazlumu olmuştur. Türk toplum sözleşmesi bir olgu olarak doğmuş, bir algı olarak yaşatılmış ve sonuçta yaşayan kültür evreninin asli sözleşme yasaları olarak tekrar bir olguya dönüştürülmüştür. Bu algı ve olgu diyalektiği içinde kendi algısına göre bir kültür olgusu ve kendi olgusuna göre bir kültür algısı yaratan herkes, yarattığı bu algı ve olgu durumuna göre sözleşme yasalarını yorumlamıştır: Tıpkı herkese görmek istediği şeyleri gösteren Faust'un aynası gibi.
Toplumun geleneksel olarak aktarıp sürdürdüğü yazılı, sözlü ve yaşayan değerler dünyası olan Orhon Abideleri, siyasetnameler, atasözleri, özdeyişler, deyimler, masallar, hikayeler, fıkralar ve yaşayan geleneksel/törel/örfi kültür yasalarıdır. Tüm kültür müktesebatı içinde binlerce yıllık tecrübi birikimin akıl ve ahlakının ürünü olan bu kaynaklar asırlardır yinelenerek yaşamını sürdüren Türk toplum sözleşmesi yasalarının en önemli ‘sosyal, siyasal ve ekonomik sermaye' kaynakları olarak günümüzde de işlev görmeye devam etmektedirler.