Türkiye'de İlköğretim; Tevhid-i Tedrisat'tan Harf İnkılabına Tevhid-i Tedrisat'tan Harf İnkılabına

Stok Kodu:
9786059663038
Boyut:
160-235-0
Sayfa Sayısı:
251
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-02-23
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
1.Hamur
Dili:
Türkçe
11,82
9786059663038
565670
Türkiye'de İlköğretim; Tevhid-i Tedrisat'tan Harf İnkılabına
Türkiye'de İlköğretim; Tevhid-i Tedrisat'tan Harf İnkılabına Tevhid-i Tedrisat'tan Harf İnkılabına
11.82
Osmanlı Devleti'nden devralınan çoklu eğitim yapısına Cumhuriyet Hükûmeti Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile son verdi. Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile tüm okulların yönetim ve denetimi dönemin Milli Eğitim Bakanlığına devredilmiş oldu. Misak-ı Milli sınırları içindeki tüm okulların, öğretmen ve öğrencilerin tespiti için yurt genelinde istatistiksel verilere ulaşıldı. Tüm il ve ilçe maarif idareleri bakanlıkla sıkı bir iletişime geçtiler. Böylece bakanlık ihtiyaçları daha iyi tespit edebilecek ve gerekli yasal düzenlemeleri ona göre yapacaktı. 3 Mart 1924 sonrası hummalı bir bilgi belge akışı sayesinde yeni nesillerin millî değerlerin bilincinde ve Cumhuriyet'in temel niteliklerine sahip çıkabilecek olgunlukta yetişmelerini sağlamak üzere yasal düzenlemelere geçildi. 1926 yılında eğitim faaliyetlerini düzenlemek amacıyla "Maarif Teşkilatına Dair Kanun" kabul edildi. Türkiye Cumhuriyeti dâhilindeki tüm öğretim kurumlarının işleyişi bu kanunla sağlandı. Bu yasayla örgün eğitim teşkilat yapısı 8 ayrı eminliğe ayrıldı. Eğitim teşkilatı yeniden düzenlendi. Bütçeden eğitime ayrılan pay arttırıldı. 29 Ekim 1923 tarihinde büyük mücadeleler sonrasında Cumhuriyet ilan edildiğinde tahminî 12 milyon nüfusun yalnızca %10'a yakını okuma ve yazmayı bilmekteydi. 1928'de ise Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan 1928'e kadar kullanılan Arap alfabesinin kullanımından Batı uygarlığının kullanmakta olduğu Latin alfabesine geçiş sağlandı. Cumhuriyet'in hedeflediği eğitim altyapısının temellerinin atıldığı bu dönemde ilköğretime ait çeşitli düzenlemeler, yeni yapılanmalar, ilkokul öğretmenleri ve öğrencilerin yetiştirilmesinde çeşitli gayeler gerçekleştirilmeye başlandı. Yokluklar içinde verilen eğitim mücadelesi günümüz ilköğretim politikalarına ışık tutması açısından örnek ve ibret alınması gereken bir dönem olarak eğitim tarihimizdeki yerini aldı. Bu kitap, 1924 yılından 1928 yılının sonuna kadar olan dönemde ilköğretime ait yapılan yoğunlukla yasal düzenlemeleri içermekte ayrıca Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki örgün eğitimin ilk evresi ve dönemin eğitim tarihine ışık tutmaktadır. Ayrıca dönem itibarıyla eğitimi nicel ve nitel olarak geliştirme çabalarının daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamaktadır. Bu bakımdan okuyuculara kuşkusuz, eğitimin dünü ve bugünü arasında bir mukayese yapma olanağı da sunmaktadır.
Osmanlı Devleti'nden devralınan çoklu eğitim yapısına Cumhuriyet Hükûmeti Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile son verdi. Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile tüm okulların yönetim ve denetimi dönemin Milli Eğitim Bakanlığına devredilmiş oldu. Misak-ı Milli sınırları içindeki tüm okulların, öğretmen ve öğrencilerin tespiti için yurt genelinde istatistiksel verilere ulaşıldı. Tüm il ve ilçe maarif idareleri bakanlıkla sıkı bir iletişime geçtiler. Böylece bakanlık ihtiyaçları daha iyi tespit edebilecek ve gerekli yasal düzenlemeleri ona göre yapacaktı. 3 Mart 1924 sonrası hummalı bir bilgi belge akışı sayesinde yeni nesillerin millî değerlerin bilincinde ve Cumhuriyet'in temel niteliklerine sahip çıkabilecek olgunlukta yetişmelerini sağlamak üzere yasal düzenlemelere geçildi. 1926 yılında eğitim faaliyetlerini düzenlemek amacıyla "Maarif Teşkilatına Dair Kanun" kabul edildi. Türkiye Cumhuriyeti dâhilindeki tüm öğretim kurumlarının işleyişi bu kanunla sağlandı. Bu yasayla örgün eğitim teşkilat yapısı 8 ayrı eminliğe ayrıldı. Eğitim teşkilatı yeniden düzenlendi. Bütçeden eğitime ayrılan pay arttırıldı. 29 Ekim 1923 tarihinde büyük mücadeleler sonrasında Cumhuriyet ilan edildiğinde tahminî 12 milyon nüfusun yalnızca %10'a yakını okuma ve yazmayı bilmekteydi. 1928'de ise Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan 1928'e kadar kullanılan Arap alfabesinin kullanımından Batı uygarlığının kullanmakta olduğu Latin alfabesine geçiş sağlandı. Cumhuriyet'in hedeflediği eğitim altyapısının temellerinin atıldığı bu dönemde ilköğretime ait çeşitli düzenlemeler, yeni yapılanmalar, ilkokul öğretmenleri ve öğrencilerin yetiştirilmesinde çeşitli gayeler gerçekleştirilmeye başlandı. Yokluklar içinde verilen eğitim mücadelesi günümüz ilköğretim politikalarına ışık tutması açısından örnek ve ibret alınması gereken bir dönem olarak eğitim tarihimizdeki yerini aldı. Bu kitap, 1924 yılından 1928 yılının sonuna kadar olan dönemde ilköğretime ait yapılan yoğunlukla yasal düzenlemeleri içermekte ayrıca Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki örgün eğitimin ilk evresi ve dönemin eğitim tarihine ışık tutmaktadır. Ayrıca dönem itibarıyla eğitimi nicel ve nitel olarak geliştirme çabalarının daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamaktadır. Bu bakımdan okuyuculara kuşkusuz, eğitimin dünü ve bugünü arasında bir mukayese yapma olanağı da sunmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat