9789752641402
769254
https://www.hesapli24.com/turkiyede-siyasal-katilim
Türkiye'de Siyasal Katılım
9.42
Türk siyasi tarihinde yaşanan din-devlet ve siyaset tartışmalarını ve
Ak Partiyi anlamak için okunması gereken önemli bir çalışma.
Türkiye'de Siyasal Katılım
- Tek Partiden AK Parti'ye Siyasal İslam ve Demokrasi Tartışmaları-
Mücahit Küçükyılmaz birey yayıncılık , Türkiye incelemeli serisi.
Türkiyede toplumun, kendisini merkezin uzağında hisseden geniş bir kesimi, DP ve AP gibi muhafazakâr; MNP, MSP, RP gibi İslamcı hareketler ve her iki ideolojinin zımni sentezi gibi duran AK Parti üzerinden Ankaradaki yönetim süreçlerine katılma imkânı buldu. İslam ile demokrasi arasındaki ilişkinin felsefi boyutu şimdilik heyecanını kaybetmiş bir tartışma gibi gözükse de, pratikte, özellikle 28 Şubat 1997 sürecinden sonra bu tartışmanın aşıldığı söylenebilir. En azından İslam ile demokrasinin uyumunu vurgulayanlar, 1980li yıllardaki gibi, itikadi bir sorgulamaya maruz kalmıyor; hatta AK Partide somutlaşan bu pratik uyumun, RPnin 1990lardaki tecrübesinde olduğu gibi, kerhen ortaya çıktığı iddiası da eskisi kadar kabul görmüyor.
Gerçek şu ki, demokrasinin halksız olmayacağı bilindiğine göre, Türkiyede demokrasi, kitle hareketlerinin inisiyatifleriyle mukim olacaktı. Zaten Terakkiperver Fırka örneği ve demokrasiye geçmeyi çok istediği halde bunu ömründe göremeyen Mustafa Kemalin Serbest Fırkayı kurdurtması bile, tepeden girişimlerin akıbetine uğrayarak sonuçsuz kalmıştı. Bu nedenle, muhafazakâr, dindar veya İslamcı, her ne ad altında olursa olsun, İslamın sosyo-politik bir imkân olma özelliğini dikkate alan siyasal hareketler halkın yönetime katılımını sağlayarak toplumsal temsil sorununun çözümüne katkıda bulundular. Bunu, sınıfsız, imtiyazsız, kaynaşmış bir millet olma düsturuna bağlayıp sadece Cumhuriyetin içselleştirme başarısı olarak görmek, aynı başarının mesela neden etnik Kürt hareketinde gösterilemediği sorusunu doğuracağı için eksik bir analiz olacaktır.
Türk siyasal yaşamında demokrasinin toplumsallaşması ve siyasal İslam'ın rolünü konu alan ve Türkiye'de Siyasal Katılım - Tek Partiden AK Parti'ye Siyasal İslam ve Demokrasi Tartışmaları- başlığıyla, daha çok Milli Görüş geleneğine odaklanan bu çalışma, siyasal İslamı Türkiye için bir siyasal imkân olarak ciddiye almayı önermektedir. Bunu yaparken de, demokrasi anlayışının siyasal İslam ile karşılıklı bir etkileşime girmesi ve birbirini besleyerek dönüştürmesinin toplumsal ve siyasal rüşt açısından Türkiyeye büyük mesafe aldırdığını savunmaktadır.
Türk siyasi tarihinde yaşanan din-devlet ve siyaset tartışmalarını ve
Ak Partiyi anlamak için okunması gereken önemli bir çalışma.
Türkiye'de Siyasal Katılım
- Tek Partiden AK Parti'ye Siyasal İslam ve Demokrasi Tartışmaları-
Mücahit Küçükyılmaz birey yayıncılık , Türkiye incelemeli serisi.
Türkiyede toplumun, kendisini merkezin uzağında hisseden geniş bir kesimi, DP ve AP gibi muhafazakâr; MNP, MSP, RP gibi İslamcı hareketler ve her iki ideolojinin zımni sentezi gibi duran AK Parti üzerinden Ankaradaki yönetim süreçlerine katılma imkânı buldu. İslam ile demokrasi arasındaki ilişkinin felsefi boyutu şimdilik heyecanını kaybetmiş bir tartışma gibi gözükse de, pratikte, özellikle 28 Şubat 1997 sürecinden sonra bu tartışmanın aşıldığı söylenebilir. En azından İslam ile demokrasinin uyumunu vurgulayanlar, 1980li yıllardaki gibi, itikadi bir sorgulamaya maruz kalmıyor; hatta AK Partide somutlaşan bu pratik uyumun, RPnin 1990lardaki tecrübesinde olduğu gibi, kerhen ortaya çıktığı iddiası da eskisi kadar kabul görmüyor.
Gerçek şu ki, demokrasinin halksız olmayacağı bilindiğine göre, Türkiyede demokrasi, kitle hareketlerinin inisiyatifleriyle mukim olacaktı. Zaten Terakkiperver Fırka örneği ve demokrasiye geçmeyi çok istediği halde bunu ömründe göremeyen Mustafa Kemalin Serbest Fırkayı kurdurtması bile, tepeden girişimlerin akıbetine uğrayarak sonuçsuz kalmıştı. Bu nedenle, muhafazakâr, dindar veya İslamcı, her ne ad altında olursa olsun, İslamın sosyo-politik bir imkân olma özelliğini dikkate alan siyasal hareketler halkın yönetime katılımını sağlayarak toplumsal temsil sorununun çözümüne katkıda bulundular. Bunu, sınıfsız, imtiyazsız, kaynaşmış bir millet olma düsturuna bağlayıp sadece Cumhuriyetin içselleştirme başarısı olarak görmek, aynı başarının mesela neden etnik Kürt hareketinde gösterilemediği sorusunu doğuracağı için eksik bir analiz olacaktır.
Türk siyasal yaşamında demokrasinin toplumsallaşması ve siyasal İslam'ın rolünü konu alan ve Türkiye'de Siyasal Katılım - Tek Partiden AK Parti'ye Siyasal İslam ve Demokrasi Tartışmaları- başlığıyla, daha çok Milli Görüş geleneğine odaklanan bu çalışma, siyasal İslamı Türkiye için bir siyasal imkân olarak ciddiye almayı önermektedir. Bunu yaparken de, demokrasi anlayışının siyasal İslam ile karşılıklı bir etkileşime girmesi ve birbirini besleyerek dönüştürmesinin toplumsal ve siyasal rüşt açısından Türkiyeye büyük mesafe aldırdığını savunmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.