9786052315644
606101
https://www.hesapli24.com/umutlarin-vatani
Umutların Vatanı
9.55
Nigar rüyasında, Ali ile el ele göz göze papatya topladı. Ali papatyalardan taç yapıp sevdiceğinin saçlarına taktı. Papatyalar birden kapkara bir renge büründüler. Nigar, kara papatyaları saçlarından atmak istedikçe karalar saçlarına sindi. Simsiyah bir yılan olup Ali'ye doğru akmaya başladı. Nigar çığlık atarak uyandı. Gece kapkaraydı. *** “Türk'ün yaşadığı topraklar hep aynı kokar. Aynı bu toprak taneleri gibi Türkler de yeryüzüne yayılmış ve kendilerine yeni yuvalar bulmuşlar. Farklı coğrafyalara yerleşmişler ve farklı yerlerde yaşamalarına rağmen bütün Türkler aynı ruha sahip olmuşlar. Türk ruhunun birer taşıyıcısı olmuşlar.” diye gururlandı. Elindeki toprağı cebindeki mendiline çıkıladı, özenle yanında taşıdığı çantasına yerleştirdi. Atalarının kokusunu Borçalı'ya götürecekti. *** Fatma Kadın, kapının önünü süpürürken duyduğu bu çığlık elinden süpürgesini düşürmesine neden oldu. Ellerini gözünün üstüne siper yapıp uzaklara baktı. Gittikçe tanınır hale gelen karartıyı, yüreği heyecandan çıkacakmış gibi atarak izledi. Sobanın kenarında, kanaviçe işleyen Nigar'ın birden içi ürperdi. *** “Sorma ana, Karabağ Savaşı'nda gördüğümü hiç bir yerde görmedim. Ermeniler Karabağ'da milletimize ne zulümler, ne işkenceler, ne katliamlar yaptılar. İnsan insana bunu yapmaz.” *** Ali, bir yandan yemeğini yiyor bir yandan düşünüyordu. Bu vatan onlarındı. Gürcistan için savaşanlar meydanlardayken kendisi bu dut ağacının gölgesinde oturamazdı. Vatanı söz konusu iken asla evinde duramazdı. Anasıyla oğluna baktı... *** Keşke zaman, şu an dursa. Hiç akmasa. Yağmur yağmaya devam etse. Keşke Zeynep, hep yanımda kalsa, burada yakınımda şemsiyemin altında beraber yürüsek, o hep gülümsese, ben gülümseyişlerinde kaybolsam, yolumu bulamasam diye düşündü Davut. *** Umutların Vatanı, savaşa doğrudan tanık olanları, savaşanları ve savaşı dışarıdan seyredenleri, sevgiliden uzak geçen yılları, samimi sevdaları, en çok da vatan aşkını anlatan sarsıcı gerçeklerin, sarılacak yaraların yer aldığı bir roman.
Nigar rüyasında, Ali ile el ele göz göze papatya topladı. Ali papatyalardan taç yapıp sevdiceğinin saçlarına taktı. Papatyalar birden kapkara bir renge büründüler. Nigar, kara papatyaları saçlarından atmak istedikçe karalar saçlarına sindi. Simsiyah bir yılan olup Ali'ye doğru akmaya başladı. Nigar çığlık atarak uyandı. Gece kapkaraydı. *** “Türk'ün yaşadığı topraklar hep aynı kokar. Aynı bu toprak taneleri gibi Türkler de yeryüzüne yayılmış ve kendilerine yeni yuvalar bulmuşlar. Farklı coğrafyalara yerleşmişler ve farklı yerlerde yaşamalarına rağmen bütün Türkler aynı ruha sahip olmuşlar. Türk ruhunun birer taşıyıcısı olmuşlar.” diye gururlandı. Elindeki toprağı cebindeki mendiline çıkıladı, özenle yanında taşıdığı çantasına yerleştirdi. Atalarının kokusunu Borçalı'ya götürecekti. *** Fatma Kadın, kapının önünü süpürürken duyduğu bu çığlık elinden süpürgesini düşürmesine neden oldu. Ellerini gözünün üstüne siper yapıp uzaklara baktı. Gittikçe tanınır hale gelen karartıyı, yüreği heyecandan çıkacakmış gibi atarak izledi. Sobanın kenarında, kanaviçe işleyen Nigar'ın birden içi ürperdi. *** “Sorma ana, Karabağ Savaşı'nda gördüğümü hiç bir yerde görmedim. Ermeniler Karabağ'da milletimize ne zulümler, ne işkenceler, ne katliamlar yaptılar. İnsan insana bunu yapmaz.” *** Ali, bir yandan yemeğini yiyor bir yandan düşünüyordu. Bu vatan onlarındı. Gürcistan için savaşanlar meydanlardayken kendisi bu dut ağacının gölgesinde oturamazdı. Vatanı söz konusu iken asla evinde duramazdı. Anasıyla oğluna baktı... *** Keşke zaman, şu an dursa. Hiç akmasa. Yağmur yağmaya devam etse. Keşke Zeynep, hep yanımda kalsa, burada yakınımda şemsiyemin altında beraber yürüsek, o hep gülümsese, ben gülümseyişlerinde kaybolsam, yolumu bulamasam diye düşündü Davut. *** Umutların Vatanı, savaşa doğrudan tanık olanları, savaşanları ve savaşı dışarıdan seyredenleri, sevgiliden uzak geçen yılları, samimi sevdaları, en çok da vatan aşkını anlatan sarsıcı gerçeklerin, sarılacak yaraların yer aldığı bir roman.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.