Üsküdar'ın Esnafları

Stok Kodu:
9786057670410
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
264
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-03-13
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
13,60
9786057670410
849007
Üsküdar'ın Esnafları
Üsküdar'ın Esnafları
13.60
Üsküdar'ı İstanbul yapan ruhu anlamak için bu eserin satır aralarında geçmişten bugüne bir gezintiye çıkacak ve her solukta bu ruhun izini süreceksiniz. Üsküdar sıradan bir semtin ismi değildir. Bu semt, tarihi yaşayan ve yaşatan bir kutlu beldedir. Bağrında yetişen kutsal gönüllü Hak dostlarıyla, kendilerine “Istanbul Beyefendisi” veya “Istanbul Hanımefendisi!” dedirten güzel insanlarıyla, bu güzel insanların bugün “Kültür dilimiz” haline gelen “Istanbul ağzı”yla, ahı terbiyesinden geçen kibar esnafıyla, hasılı insanının naif ve zarif üslubuyla dün ve bugün “âşıkların kıblesi” olmuştur “Medine-i Üsküdar”. * Üsküdar Türk Islâm kültürünün adeta canlı bir müzesi gibidir. Istanbul'u anlamak, Istanbul'u şah damarından akalamak isteyenler, Üsküdar'dan başlamak durumundadırlar. Çünkü Üsküdar Istanbul'un bir mukaddimesidir. Bu mukaddimeyi okumak için her hâlde bir ömür yetmez. * “Rızkı dar Üsküdar, fukara Üsküdar.” Eskiler böyle tabir eder Üsküdarımız'ı. Fakirdir ama dünya nimetlerine fakirdir Üsküdar. Gösterişi, debdebesi yoktur. Camisi, çeşmesi, hamamı, köşkü, mezarı, çarşısı tevazu sahibidir. Birçok hatıra ve seyahatname yazarı da, Üsküdar'a ayak bastıkları andan itibaren bu ulvi havayı teneffüs ettiğinden bahseder. Işte bu havayı ciğerlerinin en uç noktasına kadar teneffüs edip, ecdadlarından gelen ahilik geleneği ile din, dil, ırk fark etmeden bir arada yaşayan ve faaliyet gösteren dönemin Osmanlı bakiyesi Üsküdar esnaflarından bahsedeceğiz. * 1956 istimlaki öncesi Kara Davud Paşa Camiinin yoldan sadece minaresi gözükür, önünde sıra sıra dükkânlar bulunur, dükkân aralarındaki yollardan camiye ulaşılırmış. Dükkânların önünden de, dokunsan değecek kadar yakınlıkta sefer yapan Üsküdar-Kadıköy Tramvayı geçermiş. Caddenin genişlemesi için cami tarafı istimlak edilmiş ve Ahmediye'den sahile kadar olan tüm binalar geçmişleri ile beraber yerle yeksan olmuş. Eskide doğup, yenide yaşayanlarla, yenide doğup eskiyi bilenlerin menfaatsiz, hasetsiz, dedikodusuz büyük bir aile gibi yaşadığı Üsküdar'ımızın 1940-1960 seneleri arasındaki esnafları ve yıkılan dükkanlarından kalan kırık dökük hatıralarını sizlere nakletmek istiyoruz efendim.
Üsküdar'ı İstanbul yapan ruhu anlamak için bu eserin satır aralarında geçmişten bugüne bir gezintiye çıkacak ve her solukta bu ruhun izini süreceksiniz. Üsküdar sıradan bir semtin ismi değildir. Bu semt, tarihi yaşayan ve yaşatan bir kutlu beldedir. Bağrında yetişen kutsal gönüllü Hak dostlarıyla, kendilerine “Istanbul Beyefendisi” veya “Istanbul Hanımefendisi!” dedirten güzel insanlarıyla, bu güzel insanların bugün “Kültür dilimiz” haline gelen “Istanbul ağzı”yla, ahı terbiyesinden geçen kibar esnafıyla, hasılı insanının naif ve zarif üslubuyla dün ve bugün “âşıkların kıblesi” olmuştur “Medine-i Üsküdar”. * Üsküdar Türk Islâm kültürünün adeta canlı bir müzesi gibidir. Istanbul'u anlamak, Istanbul'u şah damarından akalamak isteyenler, Üsküdar'dan başlamak durumundadırlar. Çünkü Üsküdar Istanbul'un bir mukaddimesidir. Bu mukaddimeyi okumak için her hâlde bir ömür yetmez. * “Rızkı dar Üsküdar, fukara Üsküdar.” Eskiler böyle tabir eder Üsküdarımız'ı. Fakirdir ama dünya nimetlerine fakirdir Üsküdar. Gösterişi, debdebesi yoktur. Camisi, çeşmesi, hamamı, köşkü, mezarı, çarşısı tevazu sahibidir. Birçok hatıra ve seyahatname yazarı da, Üsküdar'a ayak bastıkları andan itibaren bu ulvi havayı teneffüs ettiğinden bahseder. Işte bu havayı ciğerlerinin en uç noktasına kadar teneffüs edip, ecdadlarından gelen ahilik geleneği ile din, dil, ırk fark etmeden bir arada yaşayan ve faaliyet gösteren dönemin Osmanlı bakiyesi Üsküdar esnaflarından bahsedeceğiz. * 1956 istimlaki öncesi Kara Davud Paşa Camiinin yoldan sadece minaresi gözükür, önünde sıra sıra dükkânlar bulunur, dükkân aralarındaki yollardan camiye ulaşılırmış. Dükkânların önünden de, dokunsan değecek kadar yakınlıkta sefer yapan Üsküdar-Kadıköy Tramvayı geçermiş. Caddenin genişlemesi için cami tarafı istimlak edilmiş ve Ahmediye'den sahile kadar olan tüm binalar geçmişleri ile beraber yerle yeksan olmuş. Eskide doğup, yenide yaşayanlarla, yenide doğup eskiyi bilenlerin menfaatsiz, hasetsiz, dedikodusuz büyük bir aile gibi yaşadığı Üsküdar'ımızın 1940-1960 seneleri arasındaki esnafları ve yıkılan dükkanlarından kalan kırık dökük hatıralarını sizlere nakletmek istiyoruz efendim.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat