9786258123524
803961
https://www.hesapli24.com/vahdet-i-vucud-felsefesi
Vahdet-i Vücud Felsefesi
12.25
Belki de hiçbir yüzyıl 13 yüzyıldaki gibi düşünürler, sanatçılar ve manevi öncüler
açısından bir zenginlik, çeşitlilik göstermemiştir. Akdeniz dünyasında, Anadolu
coğrafyasında kökleşmeyi, kalıcılığı sağlayan unsur herhalde askerî güç, kılıç kadar
aklın, bilimlerin gelişimi ve bu düşünce insanlarının entelektüel çabaları olmuştur.
Sadece o dönemin dünyasına değil, geleceğe de yön veren entelektüel dünyanın
bütün yıldızları âdeta bu yüzyılda biraraya gelmiş gibidir.
Bu bağlamda Osmanlı'nın ilk başmüderrisi olarak kabul edilen Dâvûd Kayserî'yi,
Hıristiyan dünyasının önemli kararlarının alındığı İznik'te kurucu kimliğiyle bu
önemli göreve getirirken, yönetici aklın bu kararı almasında ve uygulamasındaki
ilkesi yüksek bir anlayışı ve zihniyeti sergilemektedir. Bir bakıma kökendeki bir
dünyayı kurma tarzı, düşüncesi, ideolojisi sadece doğum ânını değil, büyümesini,
gelişmesini ve o bilgilerin aktarılmasını da kumanda eder, yönetir. Başlangıçlar
böylesine önemlidir. Bir yanda doğa bilimleri, astronomi, matematik, diğer yanda
Selçuklu medrese geleneğindeki İslâm anlayışı ile İbn Arabî, Sadreddin Konevî
çizgisinde bir vahdet-i vücûd düşüncesi ve bu ikisinin o zamanki dünyayı yeniden
şekillendirme tarzına temel teşkil eden kavramsal çerçevenin yetkin bir şekilde ortaya
konulması… gelecek yüzyılları da belirlemiş diyebilir miyiz? İşte modern dönemde
Dâvûd Kayserî hakkında geniş kapsamlı ilk eseri ortaya koymuş ve tercümelerini
yayımlamış olan Mehmet Bayrakdar'ın bu çalışması sözü edilen başlangıçlardan
biridir.
Belki de hiçbir yüzyıl 13 yüzyıldaki gibi düşünürler, sanatçılar ve manevi öncüler
açısından bir zenginlik, çeşitlilik göstermemiştir. Akdeniz dünyasında, Anadolu
coğrafyasında kökleşmeyi, kalıcılığı sağlayan unsur herhalde askerî güç, kılıç kadar
aklın, bilimlerin gelişimi ve bu düşünce insanlarının entelektüel çabaları olmuştur.
Sadece o dönemin dünyasına değil, geleceğe de yön veren entelektüel dünyanın
bütün yıldızları âdeta bu yüzyılda biraraya gelmiş gibidir.
Bu bağlamda Osmanlı'nın ilk başmüderrisi olarak kabul edilen Dâvûd Kayserî'yi,
Hıristiyan dünyasının önemli kararlarının alındığı İznik'te kurucu kimliğiyle bu
önemli göreve getirirken, yönetici aklın bu kararı almasında ve uygulamasındaki
ilkesi yüksek bir anlayışı ve zihniyeti sergilemektedir. Bir bakıma kökendeki bir
dünyayı kurma tarzı, düşüncesi, ideolojisi sadece doğum ânını değil, büyümesini,
gelişmesini ve o bilgilerin aktarılmasını da kumanda eder, yönetir. Başlangıçlar
böylesine önemlidir. Bir yanda doğa bilimleri, astronomi, matematik, diğer yanda
Selçuklu medrese geleneğindeki İslâm anlayışı ile İbn Arabî, Sadreddin Konevî
çizgisinde bir vahdet-i vücûd düşüncesi ve bu ikisinin o zamanki dünyayı yeniden
şekillendirme tarzına temel teşkil eden kavramsal çerçevenin yetkin bir şekilde ortaya
konulması… gelecek yüzyılları da belirlemiş diyebilir miyiz? İşte modern dönemde
Dâvûd Kayserî hakkında geniş kapsamlı ilk eseri ortaya koymuş ve tercümelerini
yayımlamış olan Mehmet Bayrakdar'ın bu çalışması sözü edilen başlangıçlardan
biridir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.