9786258094275
735390
https://www.hesapli24.com/wittgensteinin-anti-felsefesi
Wittgenstein'ın Anti-Felsefesi
9.09
“Wittgenstein'ın zamanımızın bir kahramanı olduğunu söylemek absürt olmaz. Fakat onun hangi sebeple
kahraman olduğunu, kendisinin bu sebebi nasıl arz ettiğini ve kendini, sözünü verdiği benzeri görülmemiş
eylemin bir çeşit spekülatif küstahlıkla kötü bir biçimde maskelenmiş imkânsızlığı içinde nasıl kaybettiğini
dikkatlice incelemek gerekir.”
Anti-felsefe, Fransız düşünür Alain Badiou'nun özellikle Wittgenstein, Nietzsche ve Lacan üzerine
kurguladığı yapıcı bir başkaldırı sistemidir. Buna göre anti-filozof da çağına ve onun ötesine seslenebilen,
yerleşik düzenin muhafazasını sağlamakla değil, çeşitli edimlerle etki alanını dönüştürmekle yükümlü bir
figürdür. O, her daim aslında felsefenin doğasında olan “rahatsız tavır” içindedir. Hiçbir ortamda
alçakgönüllü olamaz. Sözü, otoriter ve baştan çıkarıcıdır. Kendisi nasılsa dile getirdiği şey de öyledir.
Wittgenstein'ın Anti-Felsefesi, Badiou'nun “anti-felsefe” ve “anti-filozof” kavramlarını açıkladığı bir dizi
konferansının çeşitli başlıklar ve izlekler ile kitaplaşmış halidir. Badiou, iki ana başlıktan oluşan kitabın ilk
bölümünde, tabiri caizse, felsefenin “onurunu” Hegel'den, Descartes'tan, Ansiklopedistlerden, hatta
Althusser'den alıp Pascal, Rousseau, Kierkegaard, Nietzsche, Lacan gibi isimlere veriyor ve bu dönüşümü
Wittgenstein'ın anahtar konumu ekseninde inceliyor. İkinci bölümde ise savaş, siper, süngü ve sürgün
arasında dilini ve sesini bulan Wittgenstein'ın retoriğinin nasıl oluştuğunu onun Tractacus'ü ve Felsefi
Soruşturmalar'ı üzerinden ele alıyor.
Wittgenstein ve onun anti-felsefesi, özgün dilinden çevirisiyle okuruyla buluşuyor.
“Wittgenstein'ın zamanımızın bir kahramanı olduğunu söylemek absürt olmaz. Fakat onun hangi sebeple
kahraman olduğunu, kendisinin bu sebebi nasıl arz ettiğini ve kendini, sözünü verdiği benzeri görülmemiş
eylemin bir çeşit spekülatif küstahlıkla kötü bir biçimde maskelenmiş imkânsızlığı içinde nasıl kaybettiğini
dikkatlice incelemek gerekir.”
Anti-felsefe, Fransız düşünür Alain Badiou'nun özellikle Wittgenstein, Nietzsche ve Lacan üzerine
kurguladığı yapıcı bir başkaldırı sistemidir. Buna göre anti-filozof da çağına ve onun ötesine seslenebilen,
yerleşik düzenin muhafazasını sağlamakla değil, çeşitli edimlerle etki alanını dönüştürmekle yükümlü bir
figürdür. O, her daim aslında felsefenin doğasında olan “rahatsız tavır” içindedir. Hiçbir ortamda
alçakgönüllü olamaz. Sözü, otoriter ve baştan çıkarıcıdır. Kendisi nasılsa dile getirdiği şey de öyledir.
Wittgenstein'ın Anti-Felsefesi, Badiou'nun “anti-felsefe” ve “anti-filozof” kavramlarını açıkladığı bir dizi
konferansının çeşitli başlıklar ve izlekler ile kitaplaşmış halidir. Badiou, iki ana başlıktan oluşan kitabın ilk
bölümünde, tabiri caizse, felsefenin “onurunu” Hegel'den, Descartes'tan, Ansiklopedistlerden, hatta
Althusser'den alıp Pascal, Rousseau, Kierkegaard, Nietzsche, Lacan gibi isimlere veriyor ve bu dönüşümü
Wittgenstein'ın anahtar konumu ekseninde inceliyor. İkinci bölümde ise savaş, siper, süngü ve sürgün
arasında dilini ve sesini bulan Wittgenstein'ın retoriğinin nasıl oluştuğunu onun Tractacus'ü ve Felsefi
Soruşturmalar'ı üzerinden ele alıyor.
Wittgenstein ve onun anti-felsefesi, özgün dilinden çevirisiyle okuruyla buluşuyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.