9786057990488
562464
https://www.hesapli24.com/yasal-idari-ve-yargisal-boyutuyla-vergi-incelemelerinde-mukellef-haklari
Yasal İdari ve Yargısal Boyutuyla Vergi İncelemelerinde Mükellef Hakları
18.46
İnsan hakları temelinde demokrasi, anayasacılık hareketleri, hukuk devleti ve vergilendirme yetkisinin sınırlandırılmasına bağlı gelişen mükellef hakları, vergi sisteminin karmaşıklaşması, uluslararası alanda meydana gelen gelişmeler, teknolojik gelişim, mükelleflerin seçmen olarak önem kazanması ve vergi idaresinin mükellefe bakış açısının değişmesi ile önem kazanmış, küreselleşmeyle birlikte vergi idaresinin sınırları aşmasıyla uluslararası bir boyuta ulaşmıştır. 20. yüzyılın son çeyreğinde devletlerin yönetim anlayışında yaşanan dönüşümle birlikte, vergi idaresi ve vergilendirme anlayışı da kabuk değiştirmiştir. Gönüllü uyumun temel alındığı yeni sistemde, müşteri odaklı idarelerin, zorlamaya değil mükellef memnuniyetine önem verdiği görülmektedir. Bu noktada da mükellef haklarının tanınması, yasal güvence ile koruma altına alınması, mükelleflerce kullanılmasının sağlanması için, mükellefleri ve haklarını ön planda tutan bir anlayış benimsenmiştir. Bu noktada unutulmaması gereken bir diğer husus ise, idarelerin mükellefleri mutlu etmelerinin, çalışanlarını mutlu etmelerinden geçtiğidir. Türk Vergi Sistemi, vergiyi doğuran olayın belgelendirilerek defterlere kaydedilmesi esasına dayanmaktadır. Yapılan işlemlerin kaydedildiği belgelerin ilk bakışta doğru olduğu kabul edilse de, belgelerde gösterilen işlemlerin gerçek mahiyetinin ortaya çıkarılması gerekmektedir. Bunu yapma yükü idareye ait olup, ödenmesi gereken verginin doğruluğunu araştırma, tespit etme ve sağlama amacı taşıyan vergi inceleme yetkisi de bu amaçla tanınmıştır. Bu çerçevede idarece gerek görülen durumlarda ve kimi zaman da mükelleflerin talepleri üzerine vergi incelemesi yapılmaktadır. Vergi incelemesinin mükelleflerin maddi ve manevi baskı altında hissetmesine sebebiyet verebilecek uzun bir süreç olması nedeniyle, inceleme sürecinde mükelleflerin haklarının detaylı şekilde ortaya konması, güvence altına alınması ve böylece kendilerini güvende hissetmelerinin sağlanması gerekmektedir. 2010 yılında, vergi inceleme sürecinde mükelleflerin hakları noktasında mevcut düzenlemelere ek birçok yasal düzenleme yapılmıştır. İzleyen süreçte de bu gelişimin sürdüğü görülmektedir. Hukuk devletinin bir gereği olmasının yanında, inceleme sonucunda kendi başına icrai nitelik taşımayan vergi inceleme raporlarına dayanılarak yapılacak vergilendirme işlemlerinin sağlıklı olabilmesi adına, hazırlayıcı işlem niteliğindeki vergi inceleme sürecinde mükelleflere tanınan hakların tamamına uyulması gerekmektedir. Söz konusu kuralların ihlal edilmesi halinde, mükelleflerin açacakları dava ile ihlalin ağırlığına göre vergilendirme işleminin hukuka uygun olmadığını tespit ettirmesi mümkündür.
Vergi inceleme sürecinde yapılan uygulamalar kadar, vergi incelemesini izleyen süreçte yapılan uygulamalar da önemlidir. Zira, inceleme sürecini izleyen süreçte de mükelleflerin hakları bulunmakta olup, söz konusu işlemlerde yapılacak hak ihlalleri için de aynı durum söz konusudur. Çalışma kapsamında, 2011 yılından itibaren verilen 213 Danıştay kararı incelenmiştir. Buna ek olarak, çalışma ile ilgili olduğu için, geçmiş tarihli bazı yargı kararlarından da yararlanılmıştır. Özetle, gerek inceleme sürecinde gerekse de sonrasında tesis edilen işlemlerde, mükelleflerin yargısal başvuru hakkını kullanarak, ihlal edilen haklarını araması, yasama, yürütme ve yargı fonksiyonlarının kullanımına etki etmektedir. Özellikle, idari uygulamalara mükellef lehine olacak şekilde yön verildiği görülmektedir. Bununla birlikte, mükelleflerin vergi incelemesinde sahip oldukları usule ilişkin haklarının ihlal edildiğine dair az miktarda ihtilafa rastlanmıştır. Bu noktada Danıştay'ın görüşü, vergilendirme işlemine etkisi bakımından sadece asli şekil noksanlıklarının işlemin iptalini gerektireceği yönündedir. Bir hakkın tanınması kadar korunması da oldukça önemlidir. Bu bağlamda mükellef ve Müfettiş haklarının tanınması ve korunması için çalışmalar yapılması ve hak ihlallerinin yaptırımlara bağlanması gerekmektedir.
Bu çalışma Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Anabilim Dalı'nda Doç. Dr. Neslihan Coşkun Karadağ
İnsan hakları temelinde demokrasi, anayasacılık hareketleri, hukuk devleti ve vergilendirme yetkisinin sınırlandırılmasına bağlı gelişen mükellef hakları, vergi sisteminin karmaşıklaşması, uluslararası alanda meydana gelen gelişmeler, teknolojik gelişim, mükelleflerin seçmen olarak önem kazanması ve vergi idaresinin mükellefe bakış açısının değişmesi ile önem kazanmış, küreselleşmeyle birlikte vergi idaresinin sınırları aşmasıyla uluslararası bir boyuta ulaşmıştır. 20. yüzyılın son çeyreğinde devletlerin yönetim anlayışında yaşanan dönüşümle birlikte, vergi idaresi ve vergilendirme anlayışı da kabuk değiştirmiştir. Gönüllü uyumun temel alındığı yeni sistemde, müşteri odaklı idarelerin, zorlamaya değil mükellef memnuniyetine önem verdiği görülmektedir. Bu noktada da mükellef haklarının tanınması, yasal güvence ile koruma altına alınması, mükelleflerce kullanılmasının sağlanması için, mükellefleri ve haklarını ön planda tutan bir anlayış benimsenmiştir. Bu noktada unutulmaması gereken bir diğer husus ise, idarelerin mükellefleri mutlu etmelerinin, çalışanlarını mutlu etmelerinden geçtiğidir. Türk Vergi Sistemi, vergiyi doğuran olayın belgelendirilerek defterlere kaydedilmesi esasına dayanmaktadır. Yapılan işlemlerin kaydedildiği belgelerin ilk bakışta doğru olduğu kabul edilse de, belgelerde gösterilen işlemlerin gerçek mahiyetinin ortaya çıkarılması gerekmektedir. Bunu yapma yükü idareye ait olup, ödenmesi gereken verginin doğruluğunu araştırma, tespit etme ve sağlama amacı taşıyan vergi inceleme yetkisi de bu amaçla tanınmıştır. Bu çerçevede idarece gerek görülen durumlarda ve kimi zaman da mükelleflerin talepleri üzerine vergi incelemesi yapılmaktadır. Vergi incelemesinin mükelleflerin maddi ve manevi baskı altında hissetmesine sebebiyet verebilecek uzun bir süreç olması nedeniyle, inceleme sürecinde mükelleflerin haklarının detaylı şekilde ortaya konması, güvence altına alınması ve böylece kendilerini güvende hissetmelerinin sağlanması gerekmektedir. 2010 yılında, vergi inceleme sürecinde mükelleflerin hakları noktasında mevcut düzenlemelere ek birçok yasal düzenleme yapılmıştır. İzleyen süreçte de bu gelişimin sürdüğü görülmektedir. Hukuk devletinin bir gereği olmasının yanında, inceleme sonucunda kendi başına icrai nitelik taşımayan vergi inceleme raporlarına dayanılarak yapılacak vergilendirme işlemlerinin sağlıklı olabilmesi adına, hazırlayıcı işlem niteliğindeki vergi inceleme sürecinde mükelleflere tanınan hakların tamamına uyulması gerekmektedir. Söz konusu kuralların ihlal edilmesi halinde, mükelleflerin açacakları dava ile ihlalin ağırlığına göre vergilendirme işleminin hukuka uygun olmadığını tespit ettirmesi mümkündür.
Vergi inceleme sürecinde yapılan uygulamalar kadar, vergi incelemesini izleyen süreçte yapılan uygulamalar da önemlidir. Zira, inceleme sürecini izleyen süreçte de mükelleflerin hakları bulunmakta olup, söz konusu işlemlerde yapılacak hak ihlalleri için de aynı durum söz konusudur. Çalışma kapsamında, 2011 yılından itibaren verilen 213 Danıştay kararı incelenmiştir. Buna ek olarak, çalışma ile ilgili olduğu için, geçmiş tarihli bazı yargı kararlarından da yararlanılmıştır. Özetle, gerek inceleme sürecinde gerekse de sonrasında tesis edilen işlemlerde, mükelleflerin yargısal başvuru hakkını kullanarak, ihlal edilen haklarını araması, yasama, yürütme ve yargı fonksiyonlarının kullanımına etki etmektedir. Özellikle, idari uygulamalara mükellef lehine olacak şekilde yön verildiği görülmektedir. Bununla birlikte, mükelleflerin vergi incelemesinde sahip oldukları usule ilişkin haklarının ihlal edildiğine dair az miktarda ihtilafa rastlanmıştır. Bu noktada Danıştay'ın görüşü, vergilendirme işlemine etkisi bakımından sadece asli şekil noksanlıklarının işlemin iptalini gerektireceği yönündedir. Bir hakkın tanınması kadar korunması da oldukça önemlidir. Bu bağlamda mükellef ve Müfettiş haklarının tanınması ve korunması için çalışmalar yapılması ve hak ihlallerinin yaptırımlara bağlanması gerekmektedir.
Bu çalışma Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Anabilim Dalı'nda Doç. Dr. Neslihan Coşkun Karadağ
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.