Yeryüzünü Öpmek, tercih ettiğimiz gıdalar ve beslenme alışkanlıklarımız üzerinden modern tarım sisteminin çarpık işleyişini ve gıdanın temel unsuru olan toprağı nasıl yok ettiğimizi sarsıcı ve sahici bir dille anlatıyor. Josh Tickell bu etkileyici ve güncel çalışmasında bizleri, ayaklarımızın altında yatan şeyin güzelliği ve önemi konusunda gözlerimizi açmaya davet ediyor. Sağlıklı toprağın önemini yeterince kavrayamadığımızı, tarımsal ekosistemlerimizin ise hayati tehlike altında olduğunu gösteriyor. Günümüzde tarım alanlarındaki toprak kaybı alarm verici seviyelere ulaşmış vaziyette. Erozyon doğanın yerine koyma kapasitesinden on kat daha hızlı gerçekleşmekte. Kimyasal tarım zehirlerinin yoğun kullanımı, toprağın aşırı sürülmesi ve monokültürlerin öne çıkması bereketli toprakların zengin biyoçeşitliliğini silip atıyor ve birbiriyle bağlantılı pek çok çevre sorununa sebep oluyor. Bu çevre sorunlarına çözüm olan, Paris Antlaşması'nı ve yaşanan süreci okura anlatırken bu antlaşmanın, doğa için ve dolayısıyla tüm canlılar için ne kadar hayati öneme sahip olduğunun altını çiziyor. Kitap, gıda sistemimizin en çirkin yönlerinden bir kısmına ışık tutarken bile asla kötümserliğe yenik düşmüyor. Bilakis, Tickell'in ifadesiyle, “içinde yaşadığımız gezegenin biyolojik matrisindeki etkin rolümüzü yeniden öğrenmek ve tam mânâsıyla kavramak için eşsiz bir fırsat” sunuyor. Yeryüzünü Öpmek ticari olarak uygulanabilir ve çevresel olarak sürdürülebilir olan çığır açıcı, yeni bir “onarıcı tarım” biçiminin manifestosudur.
Yeryüzünü Öpmek, tercih ettiğimiz gıdalar ve beslenme alışkanlıklarımız üzerinden modern tarım sisteminin çarpık işleyişini ve gıdanın temel unsuru olan toprağı nasıl yok ettiğimizi sarsıcı ve sahici bir dille anlatıyor. Josh Tickell bu etkileyici ve güncel çalışmasında bizleri, ayaklarımızın altında yatan şeyin güzelliği ve önemi konusunda gözlerimizi açmaya davet ediyor. Sağlıklı toprağın önemini yeterince kavrayamadığımızı, tarımsal ekosistemlerimizin ise hayati tehlike altında olduğunu gösteriyor. Günümüzde tarım alanlarındaki toprak kaybı alarm verici seviyelere ulaşmış vaziyette. Erozyon doğanın yerine koyma kapasitesinden on kat daha hızlı gerçekleşmekte. Kimyasal tarım zehirlerinin yoğun kullanımı, toprağın aşırı sürülmesi ve monokültürlerin öne çıkması bereketli toprakların zengin biyoçeşitliliğini silip atıyor ve birbiriyle bağlantılı pek çok çevre sorununa sebep oluyor. Bu çevre sorunlarına çözüm olan, Paris Antlaşması'nı ve yaşanan süreci okura anlatırken bu antlaşmanın, doğa için ve dolayısıyla tüm canlılar için ne kadar hayati öneme sahip olduğunun altını çiziyor. Kitap, gıda sistemimizin en çirkin yönlerinden bir kısmına ışık tutarken bile asla kötümserliğe yenik düşmüyor. Bilakis, Tickell'in ifadesiyle, “içinde yaşadığımız gezegenin biyolojik matrisindeki etkin rolümüzü yeniden öğrenmek ve tam mânâsıyla kavramak için eşsiz bir fırsat” sunuyor. Yeryüzünü Öpmek ticari olarak uygulanabilir ve çevresel olarak sürdürülebilir olan çığır açıcı, yeni bir “onarıcı tarım” biçiminin manifestosudur.